Nardugan

Gündem çok karışık!..

Gündeme her dakika yeni bir haber düşüyor. Kirli, karanlık ve çok çirkin haberler bunlar !…

Ülkem toz duman olmuş!…

1 Türk dünyaya, 1 Amerikan doları 2,14 Türk lirasına bedelken keyifli bir yeni yıl yazısı yazmak?..

İç açıcı bir yazı. Körfezin üzerine ışıklar vuran şıkır şıkır bir İzmir gecesi gibi iç açıcı bir yazı. İnsana iyi gelen; aile ocağı, ana baba kucağı gibi güç veren bir yazı.

Bu şartlarda böyle bir yazı yazmak  kolaysa  gel yaz da içimiz açılsın..

Neyse!

Noel kelimesinin kökeni Latince Natalis (doğum) kelimesi. Fransızca'ya  geçişinde Noel(yeni) olmuş ve Türkçe'ye de Fransızca'dan geçmiş. Bir iddiaya göre “Yeni Güneş” anlamına gelmektedir. Hristiyan'ların 24 Aralık günü başlayıp bazı ülkelerde 26 Aralık akşamına kadar süren İsa'nın doğumunu kutladıkları bayram.

Bir kaynağa göre ise çok eski Türk'lerin yeniden doğuş bayramıdır. Bundan sonrasını Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ'ın yazısından aynen aktarıyorum:

“Türk'lerin tek tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre yeryüzünün tam ortasında bir akçam ağacı bulunuyor. Buna “Hayat Ağacı” diyorlar. Bu ağacı motif olarak bizim bütün halı,

Kilim ve işlemelerimizde görebiliriz.

Eski Türk'lerde  güneş çok önemli. İnanışlarına göre geceleri kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık'ta gece ile gündüz savaşıyor. Uzun bir savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanıyor.

İşte Türkler  güneşin bu zaferini, başka bir deyişle “yeniden doğuşu”   akçam yani “Hayat Ağacı” nın altında kutluyorlar. Güneşin yeniden doğuşu, bir yeni doğum olarak algılanıyor. Ve bir bayram coşkusuyla kutlanıyor.

Bayramın adı  NARDUGAN…

(Nar=güneş) 

(tugan=dugan=doğan)  

DOĞAN GÜNEŞ…

Güneşi geri verdi diye Tanrı Ülgen'e (Türk mitolojisindeki İyilik Tanrısı) dualar ediyorlar.

Duaları Tanrı'ya ulaşsın diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlar Tanrı'dan.

Bu bayram için evler temizleniyor. Güzel giysiler giyiliyor. Ağacın etrafında şarkılar söyleyip, oyunlar oynuyorlar.

Yaşlılar, büyük babalar, büyük anneler ziyaret ediliyor, aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içiyorlar.

Yedikleri; yaş ve kuru meyveler, özel yemekler ve şekerleme. Bayram, aileler ve dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömür çoğalır, uğur gelirmiş…

Akçam ağacı sadece Orta Asya'da yetişiyormuş. Filistin'de bu ağacı bilmezlermiş.

Bu yüzden olayın Türk'lerden Hristiyan'lara geçtiği ve bunu da Hun'ların Avrupa'ya gelişlerinden sonra onlardan görerek aldıkları söyleniyor.

İsa'nın doğumu ile hiç ilgisi yok.

Doğum, güneşin yeniden doğuşu”…

Evet, böyle açıklıyor bu bayramı Sayın Çığ.

Büyük bir bölümünü kaynaklardan topladığım yazımın sonunda saygıdeğer hemşerilerime artık “Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar”ın olamayacağı sağlık ve esenlik dolu bir yıl diliyorum.

Bu arada benim için de yeni bir yaş başladı, bu günlerde doğmuşum. Bu vesileyle sizlere “Zaman” dan olan şikayetimi de ileterek bitiriyorum,

Zaman.

Ulan Zaman! (buradaki ulan'ın patenti bana ait değil!…)

Kulak ver ve iyi dinle;

Doğduğumdan beri uğraşıyorsun benimle,

Hızlanacak yerde neredeyse durmayı seçtin,

Yavaşlayacak yerde çabucak geçiyorsun,

Şimdi de yolun sonundaki bu çıkışsız inişte,

Bari arkadan itme!..

Gidiyoruz işte…

Kalın sağlıcakla…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.