Limited şirket ortaklarının sorumlulukları

Kanun koyucu vergi yasalarımızda özellikle limited şirket ortaklarına 29,07,1998 tarihinden itibaren ağır yükümlülükler ve sorumluluklar yüklemiş bulunmaktadır. Bunun nedenini ise, bu şirketlerin istendiğinde küçük sermaye ile ve bu sermayede ki payı kadar sorumlu, en az iki ortakla kolaylıkla kurulabilmesinde görmekteyiz. 29,07,1998’den itibaren limited şirket ortakları kusurlu olsun olmasınlar şirketten, tahsil imkanı bulunmayan vergi borçları karşısındaki şahsi sorumlulukları şirkete koymuş oldukları sermaye miktarına değil, şirkette ki sermaye paylarına bağlanmıştır (4369 sayılı kanunla değişik 35. madde). Bu şirketlerde ortakların kendi aralarından veya dışardan kanuni temsilci (müdür) tayin etmeleri yani şirketlerini temsil ve ilzama yetki vermeleri durumunda, şirketten tahsil edilemeyen amme alacağı karşısındaki şahsi sorumlulukları, aksi kararlaştırılmadıkça yukarıda belirtildiği gibi şirket sermayesinde ki oranları ile sınırlandırılmıştır. Şirkete bir müdür atanmaması durumunda ise ortakların hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve mecbur oldukları hükme bağlanmıştır. Bu nedenle ortakların hepsi kanuni temsilci sıfatını kazanacaklarından, haklarında ki takip sermaye hisseleri oranında olmayacaktır. Haklarındaki takip 213. sayılı kanunun 10. ve 6183. sayılı kanunun mükerrer 35. maddelerine göre amme (kamu) alacağının tamamından müşterek ve müteselsil sorumluluk (zincir) esasına göre yürütülecektir.
Devlet şirketten tahsil edemediği vergi alacaklarını, tahsilde öncelik sırası gözetmeyeceğinden, şahsi varlığı olan küçük hissedarlardan da bütün alacağını tahsil edebilecektir. Mağdur olan küçük hissedar şahsi mal varlığından ödediği fazlalığı diğer ortaklara rücu ederek (geri dönme) hakkına kullanabilsede genellikle başarı şansları pek fazla olmayacaktır. Müdür atanması yapılmamış bu şirketi iyi incelemeden devir yoluyla giren yeni ortak da kendisinden önce oluşmuş vergi borçları karşısında müşterek ve müteselsil tüm varlığı ile şahsen sorumlu tutulacaktır. Şirketten şekil şartlarına uygun olarak ayrılan ortak da dönemine ilişkin vergi borçlarından, şirket ve ortaklarla sözleşmeler yaparak kurtulamaz.
Çünkü bu tip sözleşmelerin devlet karşısında hiçbir hukuki geçerliliği yoktur. Mevcut vergi borcunu diğer sorumlular ödemediği sürece ayrılan ortağın ödeme sorumluluğu zaman aşımı süresince devam edecektir. Limited şirketlerin kuruluş şartlarının belirlenmesi aşamasında istismara acık kısımlarının ortadan kaldırılması gerekmektedir. Daha sonradan tebliğlerle yapılan düzenlemeler limited şirket tüzel kişiliğinin yapısını bozmakta ve kalitesini düşürmektedir. Yasa koyucuların bu titizliği başlangıçta düşünmeleri dileğiyle.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.