KUNDAKÇI MUHARREM!

Toplum Bilimci Prof. Dr. Emre Kongar sıklıkla gündeme getiriyor: “Muhalefete muhalefet hareketi,” iktidarların sürelerini uzattığı oranda otoriter ve totaliter eğilimli iktidarlara hizmet eder.” “Muhalefete muhalefet edenler, rejimden beslenenlerdir. Lümpenlerdir. Dogmatik fanatiklerdir.”
Yukarıda okuduğunuz, Emre Kongar’ın değerli saptamaları, CHP’nin içindeymiş gibi görünerek, CHP’yi adeta dinamitleyen Muharrem İnce ile çok benzeşiyor. Hatta “Cuk” oturuyor dersek hiç de yalan olmaz.
Nedir bu gerçeğe sırt çevirmek? Nedir bu körlük? Bu ihtiras açıklanabilir gibi değil.
Çünkü, kundakçı Muharrem’in “İnce Şovları” bitmek bilmiyor.
Ağzından çıkan sözlerin arkasında duramayan Muharrem İnce Sivas’ta yeniden sahne aldı. Pek ilgi görmese de, kendi yazdığı: “Türkiye, dokunsan yıkılacak bir iktidar ile “Ürkek bir muhalefet” arasında sıkıştı” şarkısını okudu.
İyi de, sormazlar mı adama? Cumhurbaşkanlığı seçiminde Türkiye’yi sıkıştıranlar rakibin değil miydi? Tam da karşındaydı! Sen de sahadaydın.
Yarışın içindeyken ne yaptın?
Meydan, meydan dalaştın. Mitinglerde atarken mangalda kül bırakmadın.
Dokunuverseydin de, yıkılıverseydi ya. Böylece bir taşla, iki kuş vurmuş olurdun. Neden istemedin?
Söyler misin, sen niye dokunmadın İnce?
İkinci soru: Seçim akşamı 50 bin avukatla Yüksek Seçim Kurulu’nun önünde olacağını söyledin.
İçimize su serptin.
Bizler de, “Helal olsun, yürekli adammış. Çaldırmayacak gibi. Bu kez galiba olacak” diye umutlandık. Mutlu olduk.
16 milyon oy vermiş seçmenin heyecanı içinde geçtik ekranların başına. Gece yarılarına değin ince bir yürek bekledik. Yusuf, Yusuf muydun ne? Gelmedin!
Söyler misin İnce, sen nerelerdeydin?
Üstüne üstlük, on ikiye beş kala çıktığınız sahneden, 83 milyona seslenerek, “Adam kazandı” dediniz.
Farkında mıydınız bilmiyorum ancak, “Adam kazandı” masalını anlatırken, AKP döneminde bu güne değin devlet gücüyle yapılmış, hırsızlıkla kazanılan, antidemokratik tüm seçimleri meşrulaştırdınız!
Neden?
Son soru: “Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybedersem, bir daha hiç bir yere aday olmayacağım” dediniz!
Bu sözü daha önce de bir kaç kez yinelediniz!
Ha kandıransın, ha kandırılansın, değişen ne ki?
Ne oldu da, “Dün dündür, bugün bugündür” siyasetinin kirli sarmalına girdiniz?
Söyler misin İnce?
Elinize ne geçecek Cumhuriyet yıkılınca?
***
BURHAN KUZU İLE HESAPLAŞACAĞIZ

Perşembe günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Hukuk Başdanışmanlarından Burhan Kuzu ile mahkemede hesaplaşacağız.
Neden mi?
Bilindiği gibi Muharrem İnce’nin has adamı, Burhan Kuzu’nun sosyal medyadan sorumlu baş danışmanı, CHP’nin Tosuncuğu Sinan Çiftçi hızlandırılmış destekle kısa sürede büyüdü. Hormonlu büyüme sonucu, CHP’de hiç görev yapmadan 20 yaşında kurultay delegesi oldu.
Tosuncuk, ince, ince yol alırken, zaman yitirmeden İstanbul’daki okul kaydını Ankara’ya aldırdı. Ankara’da adeta uçmaya başladı. Ayakları yere basmayan Tosuncuk, bir yılı bulmadan kendine göre zirve yaptı.
Uğur Dündar, Halk TV’de programa çıkardı. İkinci etkinlikten sonra balon patladı.
Tosuncuk, CHP’li işadamlarını dolandırmaktan mahkemeye verildi. (Mahkemeler devam ediyor) Halk TV’den kovuldu. Okuldan atıldı. Şu anda ne iş yaptığı bilinmiyor.
Uyuşturucu Baronu Zindaşti ile ilişkisi olduğu belgelenen Burhan Kuzu’nun danışmanlığını yapan Tosuncuk, işlediği suç sayısının artmasıyla yargı önünde bir hayli sıkıştı. Bunları yazdığımız ve zaman, zaman yanlışını eleştirdiğimiz için yasal olmayan yollardan saldırmayı yeğledi. Kısaca, yaranamadığımız için tu-ka-ka olduk.
Naylon fatura basılan matbaalarda çıkarılan sözde gazetelerde hakkımızda yalan, yanlış yazılar yazdı. İftira attı, tehdit etti, şantaj yaptı.
Gel gör ki, yargıya tosladı. Yargılandı, ceza aldı. Tosuncuğun hakkında açılan dava sayısı 10’u buldu. Anlayacağınız, kıpırdayacak yanı kalmadı. Benzer suçu yeniden işlemesi durumunda ceza evine girme gerçeği ile karşı karşıya kalması, başka arayışlara yöneltti.
Tosuncuk, eleştirilerimize yanıt veremez durumda kalınca bu kez Burhan Kuzu Abisini öne sürdü.
Kuzu, Tosuncuğu yazdığımız bir yazıdan sonra, ne hikmetse kendisinin kişilik haklarına saldırıldığını ileri sürerek, İstanbul Kartal Anadolu 31. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 20 bin TL. tutarında tazminat davası açtı. (Mahkemeleri tekelinde zannediyor galiba) İlk duruşma Perşembe günü saat 10.00’da İstanbul’da yapılacak.
Sonucu hep birlikte izleyeceğiz.
Not: Bu konu ile ilgili bilgileri duruşmadan sonra ayrıntılarıyla yazacağım.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.