Karşılaştırma

Karşılaştırma
1975 ve 1980 yılları arasında Van ve Ağrı illerinde öğretmen olarak çalışmıştım. Türkiye’mizin getiril-mek istenen konumu beni o yıllara götürdü.
Van ilinde çalışırken birkaç kez İran’a gitme şansım olmuştu. Hatta İran Milli takımının maçını da izlemiştim. İran Şahı Şahpur Bahtiyar’ın saltanatı sürüyordu. Maçta devlet erkanının Şah’a olan sadakatı gözümün önünden gitmiyor.
            İranlıların baş imamı dini liderleri Humeyni Fransa’da sürgünde yaşıyordu. Humeyni ve mollaların İran’ı ele geçirmelerine ramak kalmıştı.
            Mollalara en büyük desteği TUDEH yapıyordu. TUDEH İran’da oldukça güçlü konumda olan bir Marksist partiydi.
            Pehlevi ailesine karşı onların deyimiyle yeşil koministler ile kırmızı koministler iş birliği yapıyorlardı.
            TUDEH’liler sözüm ona Pehlevi’yi gönderip mollaları da ekarte ederek iktidara geleceklerdi.
   Ağrı’ya er öğretmen olarak atandığımda günü gelmiş, Humeyni Fransa’dan İran’a dönmüştü. Mollalar İran’ı yeniden yaratmaya başlamışlardı.
         Pehlevi İran’ı terk etmek zorunda kalmıştı. Ağrı’da yakın dostluğunu gördüğüm birisi adı koyun kamyonu olan bir araçla Ankara’ya ulaştırmış . Ankara’dan da yurt dışına geçmişti.
         Bu dostumun sayesinde İran’daki gelişmeleri yakından takip edebiliyordum. Bazı akşamları Gürbulak Sınır Kapısında yemek yiyorduk.
         İran’daki mollalar ve Humeyni güçlerini pekiştirip arttırmaya başlayınca ilk işleri TUDEH’lileri kökten yok etmeye kalktılar. Başardılar da ele geçirdiklerini idam ettiler kaçabilenlerde Türkiye’ye ve Avrupa’ya sığındılar. Oralarda evlenip barklanıp kaldılar.
        Kısaca TUDEH tarih sahnesinden silindi.
        Benim ülkemde de kendini bilmez bazı aydın geçinen aymazlar, TUDEH’lilerin hatasına düştüklerinin farkında değiller.
          AB’nin Türkiye’ye her güzelliği getireceğine ve en başta demokrasi getireceğine inanıyorlar. Sanki demokrasiyi kurum ve kurallarıyla işleteceğine sömürü bitecek, karınları doyacak. Özelleştirme ve yabancılaştırma akıllarından geçtiği gibi olacak sanıyorlar.       
Emperyalizmin yeni adı olan küreselleşme mavalına inanarak, şeriatçılarla işbirliği yapıyorlar.
            Hadi anladık şeriatçılar  Cumhuriyeti içlerine sindiremiyorlar. Cumhuriyetle elerine fırsat geçtikçe hesaplaşıyorlar. Son günlerde tesadüfen de olsa iktidara geldiklerinden iyice azıtarak düşündüklerini yapıyorlar.
            Bunlarla işbirliği yapanlara aklım fikrim ermiyor. Liboşlar, ikincic umhuriyetçiler sözüm ona aydınlar, demokratlık adına yalakalık yapıyorlar.
      Yoksa bunların da bizim bilmediğimiz kuyruk acıları mı var? Cumhuriyetle hesaplaşmaya kalkışıyorlar. Adam gibi sıkıntılarını söylesinler, ya da AB’den aldıkları paraları açıklasınlar.
         Kazara iktidara perde arkasındaki  molla gelirse, hiç kuşkunuz olmasın ki, ilk önce o kravatlı liboşları becerecektir. İran deneyimi çok yakın bir tarihte yaşandı.
            Cumhuriyeti, Atatürkçülüğü savunan, insanlar sabırlıdırlar. Sabretmesini bilirler, sabırları taştığında ise Allah kerim…
            İrtica Çankaya’ya çıkmak istiyor. Akıl irfan sahibi olanlar, onlarla asla işbirliği yapmamalıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.