Karaca, çözüm yollarını anlattı!

“At eti skandalı ve gıda terörü” masaya yatırıldı:
Karacabey Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Nuri Karaca, Olay TV’de katıldığı “Gündemin Getirdikleri” programında besicilerin sıkıntılarını ve çözüm yollarını anlattı.
Mustafa Özdal’ın sunumuyla her akşam canlı yayınlanan “Gündemin Getirdikleri” programının geçen akşamki konusu “At eti skandalı ve gıda terörü” oldu. Programın konuğu olan Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Nuri Karaca, çarpıcı tespitlerde bulundu. Besicilerin genel sıkıntılarından, hükümetin tarım politikalarına kadar birçok konuya değinen Karaca, gıdadaki hilenin ekonomiye dayalı olduğuna vurgu yaptı. Asgari ücretle geçinmeye çalışan ailelerin mecburen karışımlı ucuz gıdalara yöneldiğini, bununda hileli ürün popülasyonunu her geçen gün arttırdığını dile getiren Nuri Karaca, “Hayvan refahı denilen bir durum var. Bir tavuk kafesin içinde kımıldatılmadan yumurtlatılırsa, o yumurtanın proteini olur mu?
Organik üretimde maliyetler oldukça artıyor. Türkiye’nin şartları belli. Bin TL maaşla geçinen ailelerin organik ve karışımsız ürünle beslenmesi mümkün değil. Piyasa mecbur buna yöneliyor. İçinde hiç et olmayan soya sucuğu var. 6 TL’ye satılıyor. Sarımsak, kırmızı biber ve boya ile lezzet verilmeye çalışıyor. Vatandaş bunu bilerek alıyor. 28 brix salça da var, 32 brix salça da var. Markete giden vatandaş salçanın kutusundaki brix değerine bakmıyor. Fiyatına bakıyor. Ucuz olanı sepete atıyor. Gelişmiş ülkelerde bu böyle olmuyor. Asgari ücret ve emeklilik maaşı yükselmedikçe hiçbir şey değişmez. Birinci çare maddi refah.
Kontrol yetkisi Sağlık Bakanlığı’ndan alınıp Tarım Bakanlığı’na verildi. Tarım Bakanlığı’nın esas amacı üretimi arttırmak ve maliyeti düşürmektir. Tarım Müdürlüklerinin personeli zaten sabahtan akşama kadar sekreterlik yapıyor. Bu personel sayılarıyla kontrollerin düzenli yapılması mümkün değil. Gıdadaki hilenin önüne geçmek oldukça basit ama bu sıkıntının giderilmesi istenmiyor. Uygulamadan, sahadan gelen insanlar dinlenmiyor. Ankara’da bir yasa çıkarılıyor, bütün ceremesinin biz çekiyoruz.
Hükümet hayvancılığa destek vermeye çalışıyor. Sıfır faizli krediler veriliyor. Sektör dışından ne kadar tefeci, dövizci varsa bu krediden faydalanıyor ve hayvancılık yapmaya çalışıyor. Tecrübeleri olmadıkları sektöre girdikleri için birer birer iflas ediyorlar.
Gelişmiş ülkelerde tarım ve hayvancılığı birlikler idare ediyor. Birlik başkanları ne derse o oluyor. Bizde örgütlenmeliyiz. Birlikler geliştirilmedikçe, Türkiye’ye etlik ırklar getirilmedikçe bu sorunların önüne geçilmez. Aynı yemle günde 2 kilogram canlı artış sağlayan dana da var, 600 gram canlı artış sağlayan da var. Aynı bakımla 450-500 kilogramlara çıkan hayvanlar varken 200-250 kilogramda kalan ırklarda besicilik yapılıyor. Bunun görmezden gelinmesine anlam veremiyorum. Ülkeye besilik ırklardan getirilip kırsal bölgelerdeki besicilere verileceğine, tefecilere sıfır faizli kredi dağıtılıyor. Faizsiz krediyle sektör dışındaki kişilere 3 bin baş hayvan verileceğine, kırsaldaki besicilere 10’a baş hayvan verilse, besici hem rahat rahat ailesine bakar, hem de para kazanır. Asıl çözüm bunlar. Bunlar sağlandığında fiyatlar geriye gideceği için kimse at etine de bakmaz, eşek etine de” diye konuştu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.