Kar tatili

Bugünlerde haber bültenlerindeki en önemli konulardan biri kar tatili.
Mevsim gereği soğuk havanın ardından gelen birkaç santimlik kar büyük kentlerde ulaşımı engelliyor. Bu durumdan en fazla etkilenenler ise okula giden çocuklar.
Konuya bu kadar yüzeysel bakınca elbette en doğal olan okulların tatil edilmesi. Zaten şimdikilerin çok özendiği Osmanlı’nın Maarif Nazırı Emrullah Efendi “Şu mektepler olmasa maarifi ne güzel idare ederdim” demiş. O zamanlar şaka amacıyla söylendiği belirtilse de günümüzde eğitim sistemine bakış tam da böyledir.
Olanakların çok daha kısıtlı, kışların daha sert olduğu çocukluğumuzda hiç kar tatili nedeniyle okulların kapatıldığını anımsamıyorum. Zira o zamanlar Cumhuriyet bütün heyecanıyla ayakta idi. Cumhuriyetin eğitim sistemi bütün olumsuzlukları aşabiliyordu.
Hepsinden önemlisi “iyi okul”, “kötü okul”, “iyi öğretmen”, “kötü öğretmen” ayrımı yoktu. Her okul ve her öğretmen iyi olmak zorunda idi. Bu nedenle herkes doğal olarak kendi mahallesinin okuluna giderdi. Öğretmenler de okulun bulunduğu mahallede otururlardı. Öğrenci velileri el birliği ile öğretmene en iyi evi bulurdu.
Küresel ısınma bir yana daha küçük olan şehirlerde kentin genel sıcaklığı daha düşük olduğundan şimdiye göre çok daha fazla kar yağardı. Yağan kar günlerce kalkmazdı. Zengin ailelerin çocukları bile doğru dürüst bot ya da çizmeye sahip değildi. Kara lastik çizmeler diz boyunu aşan karları önlese bile ayakları buz gibi tutar, hatta su alırdı. Çok az öğrencinin sahip olduğu botların içine kenarlarından kar girdiği için ayakları ıslatırdı. Pek çok öğrenci ise altı delik yazlık ayakkabılarla okula gelirdi.
Çocuklar için palto, gocuk gibi şeyler neredeyse bilinmezdi. Çoğunluk hırka ya da kalın kazaklar giyerdi. Sadece yoksulluktan değil. O dönemde olanaklar o kadardı.
Eğitim her şeye rağmen sürerdi. Zenginlerin okulu ile fakirlerin okulu, sınıfı aynı idi.
İşte öğretimin sürekli olduğu bu yıllarda çocuklar okula gidince annelerin, “ev kadını” adı altında eve hapsedilme sorunu da ortadan kalkardı. Gerçi o yıllarda kadınlar iş hayatında şimdiki kadar etkin değildi. Ama okuyan çocuklar bir engel değildi. Mahallesinin okuluna giden çocuk mahallenin koruması altında idi.
Şimdilerde TV kanalları 2 santim kar yağdığında çocuklara “müjdeli” haberi vermek için yarışıyor. Bu durumdan çocuklar çok memnun. Anneler babalar ise tedirgin oluyor. Okul tatil olduğunda çocukların ne olacağı konusu çözümlenmemiş.
Kış koşullarının çok daha sert olduğu doğu illerimizde çocukların yaya olarak okula gittiğini düşünmeksizin kar tatili bir moda olarak yayılıyor. Kar tatili ilan etmeyen Valiler eleştiriliyor. Düşünün bu kış Muğla ilimizin bazı ilçelerinde bile kar tatili ilan edildi. Taşımalı eğitim adı altında köylerde önderlik imamlara verilince köy çocukları da ikinci sınıf öğrenci sayıldıkları ilçe okullarına gitmekte güçlük çekebilir diyerek kar tatili çözüm oldu. Oysa o köy okulları kapatılmasa, köy öğretmenleri yine köyde otursa, köyün önderliği imamlar yerine öğretmenlerde olacak, kar tatili de olmayacaktı.
“Kış koşullarında büyük kentler köylere benzemez” demeyin. Ulaşım olanaklarının çok daha sınırlı olduğu yıllarda ülkenin en büyük kenti İstanbul’da da bulunduk. Boğaz köprüsünün, metronun, hızlı tramvayın, metrobüslerin, tercihli yolların olmadığı yıllarda bile kar tatili olmazdı. Bazı günler sis nedeniyle şehrin 2 yakası arasında bağlantı kopsa bile basit önlemlerle sıkıntılar atlatılırdı.
Kar tatilinin ardında daha pek çok nedenler yatmaktadır. Ama en önemli ve temel neden kadınları iş hayatından koparmaktır. Kadınların doğum iznini 6 aya çıkarmak, “ 3 yetmez 5 olsun” demek, doğacak her çocuk için ayrıca para ödemeyi planlamak kadınları iş yaşamından koparıp eve kapatmaya yetmeyince hava koşullarından imdat istemek, “en iyi anne çalışmayıp evde çocuğunu yetiştiren annedir” felsefesini yaymak, en iyi annenin “köle” anneler olduğunu söylemekle eşdeğerdir. Bu kafa Özgecan cinayetlerini yaratan kafadır.
Eğitimin parasız, eşit ve her yerde aynı düzeyde olduğu, sosyal devletin her alanda yaygın olduğu, üreten ve işyerlerinde kreşlerin olduğu çağdaş devletler kar tatili ilan edilmez. Edilirse birileri istifa eder. Kadınlar senede birkaç gün yağacak kar nedeniyle eve hapsedilmez.
Çocuklar, kar tatili nedeniyle çok sevinebilirsiniz. Hele kız çocukları sizler hiç sevinmeyin. Kar tatili köleliğe giden kaygan bir yoldur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.