Kadrolu ve güvenceli atama yapılsın!

Karacabey Eğitim Sen Temsilcisi Salih Tunç, öğretmen
açıklarının kadrolu ve güvenceli atamalarla kapatılmasını istediklerini
duyurdu.

            Tunç,
ataması yapılmayan ve işsiz öğretmen ordusunun hayatını felce uğratan, kopya
skandalları ile birçok gencin umutlarını söndüren, güvenini ortadan kaldıran
KPSS-Eğitim Bilimleri Alan Sına-vının dün gerçekleştirildiğini kaydetti.

İddiaların hala sonuçlandırılamadığını belirten Tunç,
“Diğer yandan da yaşatılanların siyasal sorumluluğunun hükümetin üzerine dahi
almayarak sınava girecek öğrencileri aşırı düzeyde güvenlik önlemleriyle bir
nevi cezalandırması kabul edilebilir bir durum değildir. Yaşanılanlar açıkça
göstermiştir ki gençlerimizin hayatlarını kuşatma altına alan sınav sisteminin
hiçbir güvenilirliği kalmamıştır. Kaldı ki sınavın ölçme ve değerlendirme
kriterlerinin bilimselliği ve adaleti de tartışmalıdır. Bu sebepledir ki bu
sistemin ortadan kaldırılması sorumluluğu hükümetin omuzlarında bulunmaktadır”
dedi.

            Tunç
şunları söyledi; “KPSS engelini aşamayan kişilerin atamasının yapılmamasının
gerekçesi olarak kendilerini eğitim alanında geliştirmemeleri ya da bu alanda
yeterli donanıma sahip olmadıkları şeklinde ifadelerin ne kadar anlamlı olduğu
bu süreçte yeniden gündeme taşınmıştır. Sınavın iptal edilmesinin hemen
arkasından Milli Eğitim Bakanı Çubukçu’nun öğretmen ihtiyacının ücretli
öğretmenlerle kapatılacağını ifade etmesi KPSS’yi meşrulaştırma çabalarıyla
çelişmektedir.  Çünkü “ücretli
öğretmenlik” uygulamasında devlet okullarında kadrolu öğretmenlerle birlikte
aynı işi yapan ücretli öğretmenler ders vermektedir. Eğitim hizmetlerinin
örgütlenmesi konusunda okul, öğrenciler ve verilen eğitim hizmeti gibi
faktörlerin aynılığına rağmen, kadrolu ve KPSS engelini aşamamış öğretmenlerin
aynı işi yapmalarının sağlanması, KPSS’nin sadece kamu görevlisi istihdamında
bir sıralama sınavı olduğunu göstermektedir.

            KPSS’nin
üniversite mezunları açısından bu denli rağbet görmesinin temel nedeni, kamu
hizmetinin sürekliliği ve diğer alanlara göre daha güvenceli olmasıdır. Başka
bir ifadeyle KPSS’ye yönelik yoğun ilgi esas olarak güvencesiz istihdam
biçimlerinden bir kaçışın ifadesidir. Özellikle öğretmenler açısından bu konu
irdelendiğinde tablo daha net ortaya çıkmaktadır. Üniversiteden mezun olup da
ataması yapılmayan bir öğretmenin karşısında iki seçenek bulunmaktadır. Birinci
seçenek güvencesiz ve ağır çalışma koşulları altında dershane öğretmenliği
yapmaktır. İkinci seçenek ise ders karşılığı ücret alarak, iş güvencesi tamamen
okul müdürünün iki dudağı arasında bulunan ücretli öğretmen olarak çalışmaktır.
Ancak gözden kaçırılmaması gereken önemli bir nokta, Milli Eğitim Bakanlığı,
2010 KPSS’sinden bir gün önce 9 bin 584 sözleşmeli öğretmen alınacağını
yönündeki açıklamasıdır. Bu kapsamda Milli Eğitim Bakanlığı’nın istihdam
stratejisinin ‘iş güvencesiz öğretmen’ üzerinden şekillendiği
gözlenebilmektedir. Buradaki amaç, eğitim fakültelerinden mezun olan
öğretmenlere, dershanelerdeki çalışma şartları ve ücretli öğretmenlik gibi
güvencesizliğin en saf şekilde yaşandığı istihdam biçimleri karşısında
sözleşmeli öğretmenliğin kamuda istihdam edilmiş olmak gibi görünürde güvenceli
konumu karşısında ‘ölümü gösterip sıtmaya razı etme’ politikası güdülmesidir.

            Öğretmenlerin
kadrolu istihdam biçimi yerine sözleşmeli istihdam edilmesi çalışma
ilişkilerinin kuralsızlaşması, emekçiler arasında yaratılan rekabet, çalışma
koşullarının farklılaşması, ücret ve sosyal hak eşitsizliği ile sosyal güvenlik
hakkından aynı ölçüde yararlanamama gibi sorunları beraberinde taşımaktadır.
Oysaki eğitimin niteliği, öğretmenin niteliği ile doğru orantılıdır.
Öğretmenlik mesleği düzenlilik ve süreklilik gerektirdiğinden, sözleşmeli
öğretmenlerin mevcut çalışma koşulları ile öğrencilere faydalı olabilmesi
mümkün değildir. Bu ve benzeri nedenlerle, bütün öğretmenler, kadrolu ve iş
güvencesine sahip olarak istihdam edilmek zorundadır.

            KPSS’ nin
görünen tek sonucu mağdur sayısını artırmak ve eşitsizliği yeniden üretmektir.
KPSS’nin gençlerimizi, genç öğretmenlerimizi, eğitimin niteliğini ve
dolayısıyla çocuklarımızın geleceğini öğüten bir mekanizmaya dönüştüğü açıktır.
Bu mağduriyeti ortadan kaldırmak için; Öğretmen açığı ile işsiz öğretmen sayısı
arasındaki denge de düşünülerek, işsiz öğretmenlerin tamamının kadrolu iş
güvenceli olarak atamalarının yapılması,

            Çalışma
yaşamı içinde olması gereken herkese kadrolu iş güvenceli çalışma olanağının
sağlanması gerekir.

            Bu
düzenlemeler kapsamlı ve uzun vadeye yayılmayan bir plan dahilinde hayata
geçirilinceye kadar işsiz kalan her bireye insanca yaşama olanağı sağlayacak
bir “yurttaşlık geliri ve sosyal güvence” sağlanması gerekmektedir.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.