İnternet nereye koşuyor?

İnternet nereye koşuyor?
Hiç unutmam daha 3 yıl önce –en önde gelen ilkokullarımızda görev yapan- bir eğitimci arkadaşımız şöyle diyordu: “Bilgisayar çocukların eğitimine zararlı. Çocuklara kesinlikle 18 yaşından önce bilgisayar alınmamasını öğütlüyorum.”
Hayretten şaşkınlık içerisinde kalmıştım. Bir eğitimci nasıl böyle şey söyler? Bilimsel düşünceden hiç mi nasibini almamış? Vay, okuttuğu çocukların haline!
“Bıçakla elma da kesilir, tavuk da adam da” sözleri ağzımdan dökülüvermişti.
O’na bir de eski Milli Eğitim Bakanının “Mektepler olmasaydı, maarifi ne güzel idare ederdik” sözünü hatırlattım.
Neyse, konumuz bu değil. Şimdilerde sırtında Notebook’la dolaşıyor.  
Türkiye’nin İnternet ile tanışmasının yıldönümü olan 13 Nisan 2007 tarihinde “İnternet Günleri” kapsamında İnternet Medyası Derneği (İMD), Ceylan International’da bir panel düzenledi. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın açılışını yaptığı İnternet Günleri toplantılarında, internet medyasının bugünkü durumu ve gelecekte alacağı durum bilişim ve basın dünyasının önde gelen uzman ve akademisyenleri tarafından ele alındı; Türkiye’yi ve dünyayı nasıl bir gelecek bekliyor? “İnternette şifa da var, yan tesirler de. ” Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım “İnsanımız bilgi çağına hazır ama biz yönetenler değiliz. Hazırlıksız yakalandık. Geçen seneleri heba ettik. 2003’e kadar 10 sene emekleme dönemiymiş. 2003’ten sonra bir hayli mesafe aldık. Otoyollar dönemi bizimle başladı. Hedefimiz 2013 yılı. Bu tarihe kadar halkımızın yüzde 50’si tüm işlerini cep telefonları ev telefonları ve bilgisayarlarından her tür işlemini 7 gün 24 saat yapabilir hale gelecek. Bizim nesil bu işi ıskaladı. Hala bilgisayara kuşkuyla bakan insanlar var. Biz zihinsel dönüşüm sıçramasını okullarda başlattık. Bilgisayar ve internet bağlantısını yaygınlaştırıyoruz. İnternet altyapısı hazır, şimdi içini bilgiyle doldurmak gerekli. Türkiye’de yeterince bilgi üretilmiyor. Bilgilerin çoğu dışarıdan gelirken kirlenmeye de uğruyor. İnternette şifa da var ilaçta var hastalık da. Hepsini birbirinden ayırıp gerekenin alınması gerekiyor.” dedi.
Evet, Sayın bakan böyle diyor da kendisine katılmayan -ya da katılmak istemeyen- MEB personeline de dönüp bir bakmasını öneririz. Hala bilgisayara kuşkuyla bakanların, gelişmeye direnenlerin arasında MEB’lilerinde olduğunu unutmasın.

İnternet ve bilgisayarın kötü yönleri arasında: Çocuk istismarı, pornografi, fuhuş, kumar, sağlığa aykırı ürün pazarlaması ve Atatürk ve Cumhuriyet aleyhine işlenebilecek suçlar sıralanabilir. Elbette ki bunların da üstesinden gerekli çalışmalar yapılarak gelinebilir.
Faydalı yönlerini sıralamaya zaten gerek yok.
Yeni bir teknolojik dönem başlıyor. Bazıları buna “Nano Yaşam” da diyor. Televizyon reklâmlarının yakında tamamen gereksiz hale geleceği ve reklâmların internete kayacağı öngörülüyor. Bilgisayarın yaratıcısı Microsoft yeni ürünlerinin tanıtım bütçesinin %30’unu şimdiden internete ayırdı.

Önümüzdeki günlerde reklâm verenlerin de aynı yola başvurmaları halinde Türk medyasında olası savrulmaları izlemeye hazırlıklı olalım. Bakalım o zaman da ısmarlama haber bültenleri ve anketler olacak mı?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.