İktidara oy veren işçi cezasız kalmaz

Kimin söylediğini dikkate almazsak, “Yeni Türkiye” sözcüğü masum ve sıcak bir algı yaratıyor.
Gel gör ki, iktidarın geride bıraktığı uygulamalarına baktığımızda, Cumhuriyet’in son çırpınışlarını görüyoruz. Çağdaş yaşamın, laik, demokratik hukuk devletinin boğazlandığına tanık oluyoruz. 14 yılda gelinen nokta çok ürkütücüdür.
Kokuşmaya yüz tutmuş bir toplumla karşı karşıyayız.
Yalan ve talan baş tacı kabul ediliyor.
Siz hiç emeğin, dürüstlüğün, bilimsel bir başarının ödüllendirildiğini gördünüz mü?
Sonsuza değin her koşulda biat edecek ve sürekli yağdanlık görevi yapacaksın ki, ne ala.
Gün geliyor oda yetmiyor.
30 yıldan fazla emeği geçen Necmettin Erbakan yaranabildi mi?
Bir dediklerini ikiletmeyen eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül neden dışlandı?
AKP’nin kurucularından Ertuğrul Yalçınbayır, Abdüllatif Şener, Dingir Mir Mehmet Fırat nerede?
Turhan Çömez, İdris Naim Şahin, Ertuğrul Günay başını vuracak taş arıyor.
Yandaş medyanın ünlü kalemşörlerinden Cengiz Çandar, Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak şimdilerde kandırıldıklarını ve yıllardır koltuk değneği olduklarını dillendiriyor.
Taha Akyol bile 6 Ağustos’taki “Eğrisi-Doğrusu” programında “Biz yanılmışız” demek zorunda kaldı.
Anlayacağınız dereyi geçene kadar “Dayı” olanlar, kullanılmış mendil gibi birer, birer çöpe atıldılar.
“Demokrasi; istasyona gelince inilmesi gereken araç” değilmi dir?
2023 son duraktır.
*****
Uğur Dündar Sözcü Gazetesi’ndeki köşesinde Salı ve Çarşamba günü yazdı: “Yeni Türkiye’yi çok güzel anlattı. Özetle, bölünmenin eşiğine geldiğimizi ve ülkenin 2023 de Cumhuriyet yerine, “Sünni İmparatorluk” kurma hayalleriyle yönetildiğini duyurdu.
Üstüne üstlük, “17 ve 25 Aralık Operasyonları”yla geriye dönülmez bir adım atıldı.
Tüm yollar din devletine ve tek adamlığa çıkıyor.
*****
Bu yolda yürürken, emeğe saygı duyulabilir mi? İşçiye kıyak yapılabilir mi? Bu güne değin işçinin haklı olanını gören var mı?
İşçinin işi köleliktir. “Ölüm fıtratındadır.” Nasıl olsa şehit olacaktır.
Başbakanlarımız böyle söylüyor.
En çok şehitle Dünya şampiyonluğuna oynuyoruz.
Güvenlik önlemsizliği ve denetimsizlik nedeniyle işçi ölümlerinde, Avrupa birincisi ve Dünya üçüncüsüyüz.
İşçi ölümleri taşeronlaşmayla birlikte tırmanışa geçti. Her gün 4 canımızı toprağa verirken, 4 yuvamız yıkılıyor. Son 10 yılda öldürülenlerin sayısı 15 binin üzerinde.
İşçi cinayetleri kimin umurunda?
Soma’da 301 yürek yandı, sonra ne oldu? Bakanlık, yan gelip yatan müfettişlerin “Yargılanmalarına gerek yoktur”diyerek dosyayı kapattı. Ocaklar söndüğü ile kaldı. Katliamdan sonraki yerel seçimlede ise Soma’da AKP bayrağı dalgalandı.
İşçi cinayetlerinin; vicdansızların daha iyi yaşaması için yapıldığını gören yok.
Nah buraya yazıyorum. Ali Sami Yen’deki “Asansör cinayeti”nde 10 işçimizi daha yitirdik ya, olay yerine, “Babalar” incinmesin diye ambulanstan önce Toma’lar koştu. Belli ki, analar ağladığı ile kalacak. Adım gibi biliyorum, hiç bir şey çıkmayacak.
Erdoğan’ın İmam Hatip’ten sınıf arkadaşı, GYO’nun sahibi Aziz Torun işçileri suçlayarak, “Bu tür kazalar sektörel vakkadır. Hiçbir eksiğimiz yok. İş güvenliğine rağmen çalışanların dikkatli olmadığını görüyoruz. Kazayı şirketimize maletmeye çalışıyorlar. Tamamen yalan konuşuyorlar.” Aziz patron faturayı kesmiş bile. Üstelik Erdoğan’nın hala arkadaşı.
Dua edelim de, “Asansörü düşürdüler” diye tazminat davası açmasınlar.
Siz AKP ‘ye oy veren bir işçinin cezasız kaldığını gördünüz mü?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.