HURDA DEMiRLER SATARIM

HURDA DEMiRLER SATARIM
Belediye Başkanı Ergün Koç, “İşsize iş, aşsıza aş bulacağım. Çevreyi koruyacağım. Karacabey’i AB kenti yapacağım” iddialarıyla seçim kazandı.
Şeffaf bir belediyecilik sözleriyle koltuğa oturur oturmaz, “Ben” merkezli anlayışıyla dikkatleri çekmeye başladı ve önce kendi partisiyle ters düştü.
Cumhuriyet tarihinin en fazla izin kullanan Başkan’ı kısa sürede kredisini yitirdi. Söylemleriyle eylemleri çok farklı olunca yıpranmaya başladı.
Giderek hırçınlaştı. Herkesle kavga etmeyi marifet sayarken, her geçen gün biraz daha yalnızlaştığının farkına varamadı.
Hem kendisini, hem de partisini küçülttüğünü bir türlü anlayamadı.
Dost uyarılarını, “Ben bilirim” edalarıyla kulak arkası yapan Paris’li Belediye Başkanı’mız, Bulgaristan gezisinden sonra yaptığı, “Hurda Satışında Zarar Yok” açıklamasıyla da bardağı taşırdı.
Ismarlama haberle halkı kandırmaya çalışması, “pes” dedirtti.
“HURDA SATIŞINDA BELEDİYE ZARARI YOK”
Belediye Başkanı Ergün Koç, yerel bir gazeteye yaptığı açıklamasında; “Hurda malzeme satışında, Belediye çıkarları gözetilmiştir. Bedelleri tahsil edilip değişik tarihlerde Belediye kasasına girmiştir. Boğazımdan geçmeyen herşeyin hesabını veririm” diyor.
Koç, Bulgaristan’dan yaptığı açıklamada ise, “Konuyla ilgili fazla bir bilgim yok. Yarın Karacabey’de olacağım. Öyle bir şey olmaz. Karacabey Belediyesi yasalarla yönetilir”şeklinde konuşuyor.
Aynen böyle savunma yapıyor Paris’li Başkan.
Öncelikle soralım: Belediyenin zararı yoksa, başka bir deyimle, “suç işlenmemişse” durduk yerde niye açıklama yapıldı?
Doğrusunu söylemek gerekirse ben bu açıklamadan işgillendim.
Kimin hurdasını, kime satıyorsun?
Belediyenin kapılarına asılan “Devlet adına cömertlik olmaz” yazılarıyla vermeye çalışılan mesajda çelişki var!
Satış makbuzlarındaki “Bağış” sözcüğü neyin nesidir?
Nereden bakılırsa bakılsın, nereden tutulursa tutulsun, Belediye ihalesiz satış yapamaz! İhalesiz satış yapmak usulsüzlüktür, bu da yasalara göre suçtur.
Suç değilse, hurda satışları niye durdu?
İkinci boyutuna bakalım: İhalesiz hurda satışı yapması olanaksız durumdaki Belediye’nin demir yerine başka bir şeyler vermediği düşünülebilir mi?
Örneğin, bakır, alüminyum, sarı döküm gibi hurdalar satılmış olamaz mı?
Eski tarihli piyasa araştırması sağlanabilir. Bunlar kağıt üzerinde örtbas edilebilir.
Ancak, vicdanlar ne olacak?
İhalesiz yapılan satış için ne söylenecek?
Satışlar ihalesiz yapılınca, her şeyin düşünülmesi de normaldir.
Bayramdan önce patlayan bombanın küllerini Belediye Başkanı Ergün Koç yaptığı özel açıklamayla kendisi alevlendirmiştir.
“Boğazımızdan geçmeyen herşeyin hesabını veririm” diye konuşan Başkan Koç, boğazdan geçenlerin hesabını nasıl verecek?
Belediye başkanları iyi niyetli olabilir, ancak belediye başkanlarının halkı yanıltmaya, halka yalan söylemeye hakları yoktur.
“Ben paranın canbazıyım. Yatırımcının kokusunu altı ay önceden alırım. 5 bin kişiye iş bulurum. Arıtma tesisleri 3 ay içinde çalışmazsa istifa ederim” demeyle olmuyor.
Olması gereken, sözlerin yerine getirilmesidir.
Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar. Halk bir yanılır, iki yanılır. Üçüncü de ise doğru olmayanı herkes görür.
 
 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.