Hukuka saygılı olunuz

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçındağ AKP’nin kapatılması için, Anayasa Mahkemesi’ne dava açtı. Başsavcı, Anayasa’nın kendisine yüklediği görevi yerine getirmek üzere hukuki süreci başlattı.
AKP yine, 27 Nisan saat 23.30’da muhatabı oldukları “e muhtıra”da olduğu gibi önce bir sessizleştiler. 14.03.2008 saat 19.00’dan ertesi gün öğle saatlerine kadar hiç kimseden dişe dokunur bir tepki görülmedi. Sadece, Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’ın cılız birkaç sözü oldu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan mutat olduğu üzere yine Ankara dışında önemli (!) açıklamalarda bulunuyor. Sanki Başbakan’ın Ankara’da konuşma özrü varmış gibi. Ya dış ülkelere giderken uçakta yada, dış ülkelerdeki basın toplantılarında konuştuğuna alışmıştık. Ama bu defa, dış gezi olmadığından zahir, Siirt ve Batman’da dili çözüldü.
Başsavcıya, ağzına geleni yutkunmadan söylemeye başladı. Tabi ki, Başbakan’ı duyan diğer AKP’lilerde büyük küçük demeden eteklerindeki taşları dökmeye başladılar. Dikkati en çok da, AKP’ye yeni transfer olan eski solcu Kültür Bakanı Ertuğrul Günay çekiyor.
Yargıtay Başsavcısını en hareketli eleştiren Günay, muhterem olma yarışında gözleri yaşartıyor. Bir ağaca yapılan aşı neticesinde türeyen dal, diğer dallardan daha fazla büyümez mi? İşte Bay Günay da AKP’ye yapılan son aşılardan olduğunu açıkça hissettiriyor olmalı.
Bay Bülent Arınç ise, Başsavcıya musalla taşını işaret ediyor. Kaf süresinin 16. ayetiyle sesleniyor. “Biz ona şah damarından yakınız.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, Araf süresinin 179. ayetiyle hücum ediyor. “And olsun ki; cin ve insandan bir çoğunu cehennem için yarattık; onların öyle kalpleri var ki onlarla duymazlar ve öyle gözleri var ki onlarla görmezler ve öyle kulakları var ki onlarla işitmezler.”
AKP’liler öyle kızgın hale gelmişler ki, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nı bir kaşık suda boğacaklar. Adeta Başsavcıyı hedef haline getirmek istiyor gibiler.
Tabi bir de, demokrasi havareliğine soyunan tehlikeden bihaber sahnede yerlerini almak isteyenleri görüyoruz. Parti kapatmaların, demokrasiye aykırı olduğunu ileri sürüyorlar.
Nedir bu şiddet bu celal? Niçin bu kadar kızgınsınız?
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ne yapmış? Eline kilidi alıp, AKP’nin Genel Merkez binasının kapısına mı asmış? Bu AKP, benim değer yargılarıma aykırı hareket ediyor, bu partiyi kapatıyorum mu demiş? Hayır. Böyle bir husus yok.
Cumhuriyet Başsavcısı, AKP’nin icraat ve söylemlerinin, laikliğe, anayasa ve yasalara aykırı olduğunu, bazı kanıtlar ortaya sürerek, Anayasa Mahkemesine dava açmıştır.
İddia makamı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, karar makamı da Anayasa Mahkemesi’dir.
Bir başka husus da, Türkiye Cumhuriyeti’nin herhangi bir mahkemesinde açılmış bir dava hakkında görüş belirtilmesi kanunen yasaklanmış ülkelerdeki, en yüksek bir mahkemede açılan dava konusunda, hakarete varan tehditvari açıklamalar ve suçlamalar acaba kanuna aykırı değimlidir ki ağzı olan konuşuyor?
Bugüne kadar onun üzerinde parti kapatılmıştır.Böyle bir gürültüye ilk defa tanık oluyoruz. Ülkede hukuk sistemi değişti de, bizim haberimiz mi olmadı?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.