Hepimiz Silivri’de tutsağız

 Silivri 5 Ağustos Pazartesi günü tarihi bir duruşmaya tanık olacak. Bu duruşmada Türk ulusunun topyekûn tutsak kalıp kalmayacağına karar verilecek.

Adına “Ergenekon” denilen bir büyük tertibin karar duruşması için bütün gözler Silivri'de olacak. Yıllardır tutsak olanlar, tutuksuz yargılananlar, aileleri, yargılananların kurumları, siyasi partiler ve üyeleri kararı daha ilk tutuklamalarda verilmiş sözde yargılamanın sonucunu bekleyecek.

Silivri'de sadece seçilmiş milletvekilleri değil, sadece parti genel başkanları, sadece gazeteciler, sadece rektörler, bilim adamları, aydınlarımız, komutanlar değil, hepimiz tutsağız.

Tutsaklar arasında sen, ben, o, hepimiz varız. Hatta tutuklama kararlarını veren yargıçlar, tutuklamayı isteyen savcılar, tutukluları yakalayıp gözaltına alan, evlere baskın düzenleyen polisler, polislere kanunsuz emirleri veren valiler, emniyet müdürleri de tutsak.

Sadece tutuklu rektörler, üniversite öğretim üyeleri değil, tüm üniversiteler tutsak. Olan biten olaylar karşısında suskun üniversite senatoları, ölmek üzere olan hasta tutuklulara sağlam raporu veren tıp fakülteleri ve  hekimler, hukuk sisteminin ayaklar altına alınmasına sessiz kalan hukuk fakülteleri ve onların öğretim üyeleri de tutsak.

Sadece tutuklu siyasi parti başkanları değil, tüm siyasi parti yöneticileri, milletvekilleri, hatta iktidar partisinin vekilleri de tutsak.

Sadece tutuklu gazeteciler değil, dilediği gibi yazamayan, sansür edilen, işten atılma korkusu yaşayan köşe yazarı, “nasıl olsa çöpe gider” korkusu ile haber yapamayan muhabir, olayları yansıtamayan foto muhabiri de tutsak.

Sadece en mahrem, en masum telefon görüşmeleri dinlenip cümle aleme ilan edilenler değil, dinlenme korkusu ile telefonda konuşmaya korkan tüm halkımız tutsak. Sokaktaki seyyar satıcı bile dinlenme korkusu ile yaşıyor.

Tutuklulara yardım ediyor suçlaması ile karşılaşmaktan korkan infaz koruma memurları da tutsak.

Tüm Türkiye Silivri'de tutsak…

Bir yanı ile tüm ulusumuz Silivri'de zincirli…

Silivri'de 5 Ağustos günü Türk ulusunun tutsaklığına devam edilip edilmeyeceğinin kararı verilecek. Muhtemelen de tutsaklığa devam kararı çıkacak. Çünkü bu karar çok önceden Türkiye toprakları dışında verildi. Bundan tam 10 yıl önce Kuzey Irak'taki Süleymaniye'de Türk askerinin başına 4 Temmuz günü  çuval geçirilmesi bu tutsaklığın ilk uygulaması idi.

Tutsaklık kararı verenlerin destekçileri 90 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk için idam kararı verirken günümüzün Silivri tutsaklarının da kararını vermişlerdi.

Silivri'deki tutsaklık, karar verme durumundaki birkaç yargıcın iradesi ile değil, Türk ulusunun iradesi ile kalkacak ve inanın muhteşem olacak.

Bir ulusun yeniden Ergenekon'dan çıkışı gibi…

İşte o gün tutsaklık kararını isteyen savcılar da, kararı veren yargıçlar da, halka biber gazı, basınçlı su sıkan polisler de, emri veren emniyet müdürleri de valiler de özgür kalacak. Basında yaygara yapıp kampanya yürüten yazarların bileklerindeki kelepçeler de çözülecek.

O gün geldiğinde neler çektiğini herkesten çok sızlanarak anlatacaklar.

İşte o gün anlayacağız ki esas tutsak olanlar Silivri'de yatanlar değil, Silivri'de yatırma kararı uygulayanlarmış.

Baksanıza Silivri'de tutsak olanlar dimdik ayakta. Hiç eğilip bükülmediler.

Esas eğilip bükülenler, esas esirler Silivri'nin gönüllü gardiyanları…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.