Hastaneyi karanlık eller yönetiyor!
Memur-Sen ve Sağlık-Sen Temsilcisi’nden şok yaratan iddia: Hastaneyi karanlık eller yönetiyor! aracabey Memur-Sen ve Sağlık-Sen Temsilcisi Fatih Alpaslan, Devlet Hastanesi’ni karanlık güçlerin yönettiğini ileri sürdü. Devlet Hastanesi’ndeki yönetim boşluğunun dayanılmaz boyutlara ulaştığını dile getiren Alpaslan, şikayetlerin giderek arttığını söyledi. Konu üzerinde yaptıkları araştırmaların üzüntü verici olduğunu belirten Fatih Alpaslan, giderek yoğunlaşan şikayetlerin yönetim boşluğundan kaynaklandığını vurguladı. Alpaslan, “Devlet Hastanesi’ne karanlık ellerin yönettiği izlenimine vardık. Bu da çalışanları çok yıpratıyor. Karacabey’de görev yapan sağlıkçı arkadaşlarımız, ellerinden gelen en iyi hizmeti vermeye çalışıyor. En düşük poliklinikte dahi günde 70-80 hastaya bakmaya bakılıyor. Bu rakam yılda 50 bin hastaya yapıyor. Böylesine önemli bir görevi kusursuzca yapmaya çalışan doktor ve hemşirelerimiz taktiri hak etmiyor mu?” dedi. Sağlık-Sen olarak tüm doktor ve hemşirelerin yanında olduklarını dile getiren Alpaslan, sözlerini şöyle sürdürdü; “Özveriyle hizmet vermeye çalışan sağlıkçı arkadaşlarımızı parçalamaya ve gruplaşmaya iten karanlık güçlere sesleniyoruz: Lütfen yeter artık! Sağlık personelini rahat bırakın. Hastanede huzurlu bir çalışma ortamı aranıyorsa, gerçekten sorunlara çözüm bulmak isteniyorsa, tüm sağlık çalışanları bir araya getirilip, onların dertleri dinlenmelidir. Aksi taktirde sağlık çalışanları adına belki de onları küçük düşürecek birileri her gün konuşur. Gazetelerde boy boy görüntü verir. Bunlara fırsat verilmemelidir. Karacabey’deki sağlık sektörünün birlik ve beraberliğe ihtiyacı var. Öncelikle B Blok’ta başhekim yardımcısı olarak görev yapan Dr. Okan Kölgeli’nin yeniden Karacabey’e dönmesi gerekir. 5 yıldan beri görevini en iyi şekilde yapan ve halk tarafından da çok sevilen meslektaşımızın hiç uğruna kurban edilmesini kabul edemiyoruz. Sendikamız her zaman haklının, mazlumun, dürüst ve çalışkanın yanında olmuştur. Bundan sonra da böyle olacaktır. Yeter ki küçük hesapların peşinde koşulmasın. Herkes bir tarafa çekmesin. Bir araya gelinsin. Ortak bir noktada uzlaşıldıktan sonra huzurlu bir çalışma ortamı neden yaratılmasın?”