Final
Final
Başbakan al Recep Tayip Erdoğan 2007’ye girilirken yeni yılı büyük bir fiyaka ile tarif ediyordu.
Kendisinden çok emin. Yeryüzüne adeta, bulutların üstünde kibirli ve yaratan edasıyla bakıyordu. “2007 yılı final yılımız olacak. İki final birden oynayacağız. İnşallah biri Mayıs ayındaki Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve ikincisi de Kasım ayındaki Genel Milletvekilleri Seçimleri.” 2007 yılı iyi başladı ve iyi gidiyordu. Nereye kadar? Nisan ayının ikinci haftasına kadar.12 Nisan 2007 de Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın basın toplantısı, 13 Nisan 2007’de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Harp Akademileri’ndeki konuşması ve 14 Nisan 2007 deki Tandoğan mitingine kadar. Bu üç gelişme demokrasinin bujisinin ateşlenmesine yetti de arttı bile. Buji ateşlenince motor çalışmaya başladı ve 6 Mayıs 2007’ye gelindi. Tabidir ki bu arada Genel Kurmay Başkanlığı’nın bildirisi, Anayasa Mahkemesi’nin keyfi uygulamalara “dur” demesi. Çağlayan, Manisa ve Çanakkale mitingleri birbirini izledi. Bay Recep Tayip Erdoğan ve partisi, Anayasa Mahkemesi’nin muhtemel kararına tedbir olarak 22 Temmuz seçim kararı alarak, inisiyatifi elinden kaçırmamaya çalışmaktadır. Bunun yanında bir dizi Anayasa değişikliğini Meclise sevk ederek akılları karıştırmak istemektedir. Anayasa gereği, Cumhurbaşkanı seçemeyen TBMM derhal seçime götürülür. Kim tarafından? Yüksek Seçim Kurulu tarafından. Bay Erdoğan erken seçim lafını pek ağzına almak istememektedir ama, normal sürecinden önce yapılan seçime de erken seçim denir. “Seçimlerin öne alınması” tabiri pek tutmadı. TBMM’de Cumhurbaşkanı seçilemedi, AKP’nin adayı Bay Abdullah Gül adaylıktan çekildi. Fakat finalde iyi gelişmeler de olmadı değil. Toplumun çok arzuladığı iki olaydan biri gerçekleşti, diğeri de gerçekleşme aşamasına geldi. DYP ve ANAP, Demokrat Parti ismi altında birleşti. Bay Ağar ile Bay Mumcu samimi görüşmelerin ardından birleşme protokolünü imzaladılar. Türk siyasi hayatına hayırlı uğurlu olsun. CHP ve DSP’de güç birliği konusunda görüşüyorlar. Muhtemeldir ki görüşmeler olumlu neticelenecek. Görünen, müzakerelerin çetin geçeceğidir. Unutulmamalıdır ki, sağlam işler, çetin müzakereler sonucunda oluşur. AKP’nin uzlaşmaz tutumu, solda ve sağda iki uzlaşmayı doğurmuştur. Final, AKP açısında hezimet ve muhalefet açısından ise zafer ile sonuçlanmıştır. Özetlemek gerekirse, herkes ektiğini biçmiştir.