Erdek’te tarihi sınav

Yerel seçimlerde geri sayım başladı. Erdek, 15 gün sonra tarihi bir sınavdan geçecek. 30 Mart’ta Erdekliler, umutların yelken açmasına mı, yalan ve talan politikasına mı yol verecek birlikte göreceğiz.
Sekiz ay önce CHP’den “Hüseyin Sarı aday olursa kazanır” diye yazmıştım. Bu konudaki görüşüm değişmediği gibi daha da güçlendi.
Çünkü, AKP’de “Gezi” ile başlayan çözülme, “17 Aralık operasyonları” ile depreme dönüştü.
Hani, “Beraber yürümüşlerdi yağmur altında, beraber ıslanmışlardı bu yollarda.” Seçmen de inanmıştı. Hatta, “Çok üşümüşlerdir, biraz ısınsınlar” diye yüzde 50’yi bulan destek vermişti ya, işte o “Buzdağı” 17 Aralık’ta güneşe yakalandı.
Hoca efendi çekti kılıçları. “Tapeler” dökülmeye başladı. Rüşvet ve yolsuzluk kasetleri havada uçuşuyor. 4 bakan istifa etmek zorunda kaldı. Bazılarının çocukları tutuklandı. Her ne kadar 57 gün sonra salıverilmiş olsalar da, kamuoyu vicdanında mahkum oldular.
İddialara göre, 17 Aralık günü, Başbakanın 5 kez aradığı Oğlu Bilal’e, “Sıfırladın mı?” Bilal oğlanın ise “Az kaldı babacığım, 30 milyon euro. Onu da bu akşam hava kararınca halledeceğiz” dediği telefon konuşmalarından sonra, AKP’nin oyları hızla erimeye başladı.
Kasetler, Türkiye’yi sarstı. Sokaklar protesto eylemleriyle dolup taşıyor.
Başbakan, “O konuşmalar bize ait değildir” deyemedi ancak, “Bunlar şantaj ve montaj” sözcükleriyle savunma yaparak, Hoca efendiye yüklendi. Nedense kasetler bilirkişiye inceletilmedi. Nedense, bilinen konuşmalar, Telekominikasyon İletişim Başkanlığı’ndan çıkarılarak bir türlü ortaya konmadı. Gerçekler anlaşılır diye mi düşünüldü bilinmiyor.
Fethullahgiller ile Tayyipgillerin amansız savaşı sürüyor.
Ergenekon masalları fiyaskoyla sonuçlandı, Balyoz çöktü. Kavga bitecek gibi değil. “Dış güçler, faiz lobisi, paralel darbe” masalları artık tutmuyor. Mağdurları oynama, ağlama, sızlama para etmiyor.
Seçmen uyandı. Seçmen gözünü açtı.
Anlayacağınız, 30 yıldır birlikte götürenlerin karşılıklı restleşmesinden sonra ikisinin de boyaları döküldü. Yüzde 50’nin, yüzde 30’lara indiği söyleniyor.
Ampul patlamak üzere.
Uzatmayalım AKP, yolcudur Abbas, bundan sonra kimse tutamaz. Seçimlerden sonra yeni partiler kurulacak. Siyaset yeniden şekillenecek. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Erdek’e dönelim. 5 ay önce Hüseyin Aysan’ın AKP’den yeniden aday olacağını yazmıştım.
Aynı yazıda aday olsa da kazanma şansı “Yok” demiştim. Aysan’ın, 2009’da 198 oy farkı ile belediye başkanı seçilirken, seçmene verdiği sözleri anımsayalım: Dört ana başlık altında, “1- Sorun değil, çözüm üreteceğiz. 2- Erdek turizmde Türkiye’nin yıldızı olacak. 3- Erdek’te yeni bir dönem başlayacak. 4- Hayalci değil, planlı uygulama yapacağız.” demişti ve açılımındaki 43 projeyle inmişti meydanlara.
Seçim beyannamesinin içinde yok, yoktu. AKP iktidarının yanlarında olacağı mesajları verilerek, Erdek’in adeta cennet yapılacağı duyuruldu.
Sonra ne oldu? 43 projeden vazgeçtik, bir tekini bile görememek hayal kırıklığı yarattı. 5 yıl boşa geçerken, bol, bol “Enkaz edebiyatı,” bol, bol “Masal” dinledik.
Belediye’nin 38 milyon tutarındaki borcunun 120 milyona yaklaştığını görünce şaşırmadım dersem yalan olur. Belediye iflas ederken, Erdek’in geleceği ipoteklendi.
Atık su arıtma tesisi, yat limanı, kanalizosyon şebekesi ve içme suyu gibi önemli yatırımlar Aysan’ın hayal dünyasında kaldı. Esnaf kan ağlıyor. Özellikle yaz aylarında deniz lağım kokuyor. Çeşmelerden su akmıyor. Sokaklar pislikten geçilmiyor. Elektrik kesintileri ve trafik keşmekeşliği bunaltıyor. Gürültü kirliliği halkı çıldırtıyor. Erdek’teki panayır görüntüsü yaşam kalitesini düşürüyor.
Hüseyin Aysan ne yapıyor? Ara da bulasın. Bu Aysan seçilebilir mi? Sanmıyorum!
Erdekli seçmen, AKP’yi ve Hüseyin Aysan’ı hala tanımadı mı?
Yeniden aday olan ve kapı, kapı dolaşarak oy istemeye başlayan Aysan seçmene bakın nasıl sesleniyor?
“İstikrar sürsün, Erdek büyüsün. Daha çok yatırım. Daha çok hizmet. Daha çok iş.”
Kimin istikrarı? Hangi yatırım? Nerede hizmet? Nasıl bir iş?
Sormazlar mı adama, daha önceleri nerelerdeydiniz? Beş yıldır ne yaptınız?
“Bi daha, bi daha” öyle mi?
“Zor dostum zor.” Hem de çok zor!
Sarı kazanır, ancak?
CHP’nin adayı Hüseyin Sarı kazanır da, nedense çok fazla kırmızıya takılıyor.
Belediyeciliği iyi bildiği kesin. Ancak, bu onun havalarda dolaşmasını gerektirmiyor.
Beş yıl dinlenmiş ve kendini bir hayli yenilemiş. Seçmene seslenirken, kayıp yıllar için özür dileyerek konuşmaya başlaması olumlu. Belli ki, özeleştiri yapmış. Bana göre yeterli değil. Örneğin; özveri, hoşgörü ve mütevazilik gibi özelliklerin öne çıkarılması gerekir. Bu durumda, Erdekliler de, Hüseyin Sarı da daha çok kazanır.
Şu ana kadar başarılı bir performans sergileyen Sarı, büyük hatalar yapmadıkça, belediye başkanı olacak gibi.
Neden mi? 2011’deki seçimlere bakıldığında, CHP’nin yüzde 57, AKP’nin yüzde 32 oy aldığını görüyoruz. Neredeyse yarı yarıya yaklaşan fark bu seçimde daha da artacak.
30 Mart’ta köylerdeki seçmenlerin belediye başkanlığı için oy kullanacak olması, CHP’nin adayı Hüseyin Sarı’nın kazanma şansını çok attırıyor. CHP’nin köylerde açık ara önde bulunması, bu olasılığı daha da güçlendiriyor.
Üstüne üstlük araştırmalar, AKP’nin çok büyük yara aldığını söylüyor. AKP’nin yüzde 30’lara düştüğü dillendirilirken, söz konusu kayıp oylar nereye gidecek?
Çoğunun CHP’de toplanacağını düşünecek olursak, Hüseyin Sarı’nın koltuğa ne kadar yakın olduğu görünmüyor mu? AKP adayının ise ne denli umutsuzluk içinde kaldığı anlaşılmıyor mu?
Her çıkışın bir inişi olduğu unutulmamalıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.