Eğitimdeki sorunlar mutsuz ediyor
Türk Eğitim Sen İlçe Temsilcisi, öğretmenlik mesleğine değer verilmediğini savundu:
Öğretmenlik mesleğinin kutsallığına dikkat çeken Meşe, “İnsanın toplu olarak bulunduğu her yerde en özverili ve saygıdeğer unsur öğretmendir” dedi.
Yılda yalnızca bir gün değil, her zaman mutlu olmak istediklerini belirten Meşe, eğitimdeki sorunlar nedeniyle yine bir 24 Kasım'ı daha buruk kutladıklarını söyledi.
Eğitim alanındaki sorunları 4+4+4 sistemini eleştirerek başlayan Altuğ Meşe, söz konusu uygulamaya eğitimlerle görüşülmeden geçilmesinin hata olduğunu savundu.
Meşe şunları söyledi; “2012-2013 eğitim- öğretim yılında 4+4+4 eğitim sistemine biz eğitimciler ile müzakere edilmeden, tartışılmadan, ne getirir ne götürür üzerinde tam anlamıyla düşünülmeden geçiş yapıldı. Birçok yerde olduğu gibi ilçemizde de okul tipleri sadece İmam Hatip Ortaokulu dışında belirlenemedi.
4+4+4 eğitim sisteminin getirdiği okul türleri; 1. İlkokul 2. Ortaokul 3. İlkokul-Ortaokul bir arada 4.Ortaokul-lise bir arada 5.İmam Hatip Ortaokulu 6. İmam Hatip Ortaokulu ve Lisesi bir arada. İlçemizde önümüzdeki eğitim-öğretim yılı okul tipleri belirlenecek ya da bu güne kadar bir girişimde bulunulmadığı için bu kargaşa devam edip geçiş yapılmak için geçiş yapılacaktır.
Birçok yerde olduğu gibi ilçemizde de taşımalı ilköğretim okulları ilkokul ve ortaokul diye iki ayrı kuruma ayrıldı. Bu kurumların ilkokul kısmına da öğrenci sayısı 150'nin altında olan okullara idareci kadrosu açmadı, ortaokul kısmına açıldı. Taşımalı okullarımızda sınıf öğretmeni olan idarecilerin de bu sebepten dolayı norm fazlası durumuna düştüğü okul norm kadro çizelgelerinde gösterildi. Yani yeni sistem ilkokul-ortaokul bir arada olan ve ilkokulların öğrenci sayısı 150'nin altındaki okullarda sınıf öğretmeni olan idarecileri yok saymaktadır. Karacabey'imizde bu sistem uygulandığında taşıma kapsamındaki köy okullarımızın tamamına yakınında okul idarecileri norm kadro fazlası durumuna düştü.
Bu sebepten dolayı ilk önce kendim okul yöneticiliğinden ayrılarak alan değişikliğinde bulundum. Buna adeta mecbur edildim. Okulunda norm fazlası durumuna düşen sınıf öğretmenleri de mecburen alan değişikliği yapmak zorunda kaldı. Öğretmenliğinin en verimli olduğu dönemde norm fazlası sınıf öğretmenleri, özel eğitim öğretmenliğine veya yan alanı olan derse branş öğretmeni olarak atanmak zorunda bırakıldılar. Ayrıca bazı Bilişim Teknolojileri öğretmenleri de formatör öğretmenliğine geçiş yapmak zorunda bırakıldılar.
Sonuç olarak da ortaokul bilişim teknolojileri dersleri çoğunlukla boş geçmiş oldu. Bu derslere farklı branş öğretmenleri girmeye başladı. Tabi bu olayların 3 aylık yaz tatilinde yapılmazken okullar eğitim-öğretime açıldıktan 1,5-2 ay sonra yapılması da düşündürücüdür.
'Yaaa kardeşim adama sormazlar mı koca yaz tatilinde ne yaptınız?' Sistem değişikliğinin gerekli altyapı sağlandıktan sonra yapılabilineceği kanaatindeyim. Öğretmenler değişiyor, öğretmenlerin değişmesi ders programlarının değişmesine neden oluyor. Okul değiştiren öğretmenlerin yeni okullarında göreve başlamaları orada var olan öğretmenin görevine son verilmesine neden oluyor. Boş dersler, norm fazlasına düşen öğretmenler, öğretmen fazlalıkları, sürekli öğretmen değişiklikleri, programlar… Bitti mi? Kesinlikle hayır.
Okullar açıldıktan neredeyse 2 ay sonra becayiş tayinleri için müracaatlar alınıyor. Norm fazlası öğretmenlerden sonra norm fazlası idarecilerin ataması yapılıyor. Ancak sendikamızın girişimi sonucu norm fazlası idareci atamalarının eksik ve yanlış olduğu İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bildirildi ve şimdilik norm fazlası idareci atamaları donduruldu.
Öğretmenliğimin 19. yılını çalışıyorum bu kadar karışık ve karmaşık bir yıl görmedim. Bırakın 19. yılı 40. yılı çalışan öğretmen ağabeylerimiz bile bu seneki kadar karmaşanın hiçbir dönemde olmadığını söylüyorlar. Öğretmen olarak biz öğretmen ve idarecilere “147” şikayet hattıyla adeta gözdağı veriliyor. Açık kimliğini söylemeden şikayette bulunabiliyorlar. Bu şikayet yeterli görülerek soruşturma başlatılıyor ve bunun adına da öğretmenin itibarının iadesi deniliyor. 1. ve 5. sınıflarda yeni müfredata geçiş yapıldı. 5. sınıflarda seçmeli dersler şu an görev yaptığım okulda 9 çeşit, seneye 18, bir dahaki sene 27 ve nihayetinde geçiş tam sağlandığında en az 36 çeşit seçmeli ders olacak.
Bu çeşitliliğe sınıf mı yeter öğretmen mi? Bir işi yapmak için yaparsan, plan, program dahilinde yapmazsan bu işler daha da arap saçına dönecektir. Okul binaları yapılmadığı sürece bu sisteme geçiş problemli olur. 5. sınıf öğrencileri 7.30'da girip 16.50'de dersten çıkıyorlar, karanlıkta bu çocuklar sokaklarda olacak iş mi? Bu çocuklar sokakta bulunmadı ki sokakta olsun. Ayrıca seçmeli derslerin öğrencilere not olarak dönüşü olmadığı için öğrencilerin bu saatlerde derste tutulması zorluk çıkaracaktır.
Geçenlerde Sayın Başbakanımız bile sitemini dile getiriyor. Öğrencilere kitabı ücretsiz vereceksin, notebook ücretsiz vereceksin, sınıfları akıllı tahtalarla donatacaksın ama okullara bir tane bile hizmetli vermeyeceksin. Vermediğin hizmetlinin yanı sıra sigortası var mı yok mu diye hesap soracaksın. Yetmezmiş gibi veliler ile okul idaresini karşı karşıya getiren beyanlarda bulunacaksın. Okul Aile Birliklerinin okulun temizlik, hizmetli, güvenlik ve kırtasiye masrafları için mecburen bağış adı altında velilerden aldığı aidatların ödenme zorunluluğunun olmadığını söyleyeceksin. Aidatlar toplanmazsa kaloriferleri kim yakacak, sınıfları kim temizleyecek, kırtasiye masrafları nereden giderilecek? Tavşan kaç tazı tut mantığı ile okul idaresi ve vatandaş birbirine düşürülmekte.
Her ne kadar maaşı, tatili gibi suni gündemlerle halka hedef gösterilen, yaptırımı olmayan öğretmenler olarak Mustafa Kemal Atatürk'ün emanet ettiği Cumhuriyet'i koruyup kollayacak nesilleri yetiştirmekten gurur duyuyoruz. Ulu önder Atamızın başöğretmenliği kabul ettiği Öğretmenler Günü olarak kutlamaktan onur duymaktayız. Başta bir öğretmen olan babamın, benim bugünlere gelmemde emeği geçen tüm öğretmenlerimin, meslektaşlarımın Öğretmenler Gününü en içten dileklerimle kutluyorum.”