Çiftçi tarihin en zor dönemini yaşıyor

Karacabey Ova Köyleri Sulama Birliği Başkanı Sami Özseçen:
Çiftçi tarihin en zor dönemini yaşıyor
*Karacabey Ova Köyleri Sulama Birliği Başkanı Sami Özseçen, “Akaryakıt ve gübreye gelen zamlar çiftçiyi perişan etti. Mazot ve gübre için hayvanını satan bile var. Çiftçi tarihin en zor dönemini yaşıyor. Ne olacak bu çiftçinin hali” dedi.
Karacabey Ova Köyleri Sulama Birliği Başkanı Sami Özseçen, yaptığı yazılı basın açıklamasında çiftçinin yüksek maliyetler altında ezildiğinin altını çizdi.
Özseçen, “2008 yılında çiftçimizi zor bir dönem beklemekte. Çünkü çiftçimizin en büyük girdi kalemlerinden olan mazot ve gübredeki artış oranları açıklanan enflasyon oranının çok üstünde. Örneğin gübredeki artış oranı %31 ile %77 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran mazotta %40-45 oranında gerçekleşmiştir. Girdilerdeki bu yüksek maliyetler nedeniyle tarım sektörünün ayakta durması imkansız.
Üreticiye verilen geçmiş yıllardaki destekleme fiyatlarının oranları ise hala belirlenmediği gibi ne zaman verileceği de belli değil. Bu desteklemelerle çiftçi biraz olsun rahatlasa da, sorunları çözmeyeceği kesindir.
Ülkemizde tarım sektörünün kullandığı hammaddelerde tekel oluşturulmaktadır. Üreticinin girdi maliyetini hammadde üreticileri belirler hale gelmiştir. Ürün pazarlamasında ise ayrı bir kartel oluşturularak çiftinin ürettiği ürünü düşük fiyatta mal eden bir anlayışa sebep verilmektedir. Çiftçimiz oluşan bu tekelleşmeyle sonrası, banka kredileri ile hammadde üreten sanayi kuruluşlarının sömürüsüyle karşılaşmaktadır.
Hayvancılık sektörünün durumu da farklı değildir. Bu sektörde geçmişten kaynaklanan düşük orandaki desteklemeler verilmemiştir. Yıllar içinde hijyen bahane edilerek küçük ve ortak ölçekli sanayi kuruluşları yok olmaya itilmiştir. Üretici 400 YTL’ye mısır satarken 700 YTL’ye yem almak zorunda bırakılıyor. Süt fiyatlarında ise istendiği zaman fiyatlarla oynayarak üretici mağdur edilmektedir.
Türkiye’de çiftçi halka yiyecek, sanayiciye hammadde, devlete KDV ve sosyal barış için istihdam sağlamasına karşın kendi bütçesini kredilerle ayakta tutmaya çalışıyor. 2008 yılında da çiftçi krediler ve sanayicinin sömürüsü altında geçirmeye çalışacak. Bu borçlanmayla çiftçinin nereye kadar dayanacağı belli değil.
Peki çiftçimiz kendi sırtındaki bu yükle nereye kadar dayanacak. Ne olacak bu çiftçinin hali? Bu soruyu en başta sorması gereken tarım örgütleri, neden sebep-sonuç ilişkilerini konuşamıyor? Çiftçinin yanında olduğunu her fırsatta belirten tarımsal sanayi kuruluşlarımızı da insafa davet ediyorum. Bu ülkede birlikte üretip birlikte yaşayabilelim” dedi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.