Canan Arıtmanlar çoğalmalı

Canan Arıtmanlar çoğalmalı
CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın asıl mesleği tıp doktorluğudur. Atatürk ilke ve inkilaplarına gönülden bağlıdır. Kadın hakları konusunda da ödünsüz bir duruşa sahip olarak bilinir.
Solun, enternasyonel kanadına değil; ulusalcı kanadına mensuptur. Türk Ulusu’nun izzet-i nefsine tecavüz edecek olanların çarpacağı ilk mukavemet noktasıdır.
Bir atasözümüz vardır. “Her güzelin bir kusuru vardır.” İşte Canan Arıtman’ın da bir kusuru tebarüz etmiştir. Nedir o kusuru? Haddinden fazla heyecanlı olmak.
Biliyorsunuz, bir gurup aydın (!) Kendilerince doğru olduğuna inandıkları bir metni imzaya açmış ve ilgili, ilgisiz bir takım insanların da imzaladığını internet sitelerinde ilan etmekteler.
Konu, 1915 yılında Ermeni’lere yapılan soykırımdan dolayı “Özür” dilemek. Neredeyse yüzyıla yakın bir zaman önce cereyan etmiş ve kesin rakamların bilinmediği bir konu üzerinde kıyametler koparılmaya çalışılmaktadır.
Merhum Alpaslan Türkeş’in beğendiğim bir sözü vardır. “Her olayın kendi şartları içerisinde değerlendirilmesi gerekir.”
1915 yılındaki bir olayın sadece neticesinin irdelenmesi, kimi hangi doğruya götürür? Kaldı ki, neticenin de ne olduğu tam olarak ortaya konulamamaktadır. Ortada çeşitli rakamlar uçuşmaktadır.
Olayların içerisindeki Rusların, İngilizlerin, Fransızların, Amerikalıların tahriki nedir? Ermenilere kimler ne sözler vermiştir? Ermeni’ler, Türk’lere karşı hangi güçlerin içerisinde yer alarak savaşmıştır? Kaç bin Türk’ün katledildiğini hiç kimse sorgulamıyor. “Var mı, yok mu bir buçuk milyon Ermeni öldürüldü. Çok sayıda da Ermeni, yerinden yurdundan edildi.”
Olaylar ne zaman olmuştur? 1915 yılında. 1915 yılında dünyada ve Osmanlı sınırları içerisinde neler oluyordu? Birinci Dünya Savaşı.
Yani, savaş rantları hüküm sürmektedir. Savaş içerisindeki bir ülkede bulunan bir etnik gurup, dış güçlerin de tahriki ile Devletin asli unsuru olan Türk Milleti’ne karşı bir harekata teşebbüs etmiş. Osmanlı Devleti de bu kanlı teşebbüsün faillerine sürgün cezası vermiş ve imparatorluk bünyesindeki çeşitli bölgelere sürgün etmiştir.
Osmanlı, bu sürgün sırasında yol emniyetini sağlayamamıştır. Ölenlerin pek çoğu yolda telef olanlardır. Sözün kısası, kasıtlı bir öldürme ve soykırım söz konusu değildir.
Soykırım, 1877-1878’deki Osmanlı-Rus harbin de Rusların; Balkanlar’da ve Kafkaslar’da yapmış olduğu mezalime denir.
Soykırım, Almanya’da Naziler’in Yahudilere yapmış olduğu mezalime denir.
Soykırım, ABD’nin Kızılderilileri katletmesine, Hiroşima ve Nagasaki’ye atmış olduğu atom bombaları neticesinde yapmış olduğu mezalime denir.
Soykırım, Fransızlar’ın Cezayir’de; ülkesini korumaya çalışan mazlum insanlara karşı yapmış olduğu mezalime denir.
İşte bunları anlamaktan yoksun olan bir takım sözde aydın, özür kampanyası açmışlar. Ülkenin ve milletin bütünlüğünü ve ülkenin bölünmezliğini koruyacağına yemin etmiş bir Cumhurbaşkanı da; özür kampanyasına saygı duyduğunu beyan etmektedir.
Bayan Canan Arıtman’ı çileden çıkaran da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün özür kampanyasına saygı duymasıdır. Bayan Canan Arıtman, buraya kadar tartışmasız haklıdır. Fakat Cumhurbaşkanı Gül’ün kökenini eşelemesi hoş olmamıştır. Onu tarihe bıraksaydı, daha şık olacaktı.
Ülkemizi yönetenlerin ihtisas konuları ekonomi (!) olduğu için, siyasi konularda haddinden fazla sessiz kalmaktadırlar.
Bayan Canan Arıtman’ın tepkisi de bundan dolayıdır. Ümit ediyorum ki, Türk Ulusu’nun ezici bir çoğunluğu Cumhurbaşkanı Gül’ün saygı duyuşuna en az Bayan Canan Arıtman kadar tepkilidir.
Ama, Ulus olarak tepkimizi ortaya koymakta pek mahir değiliz. Bu da bizim kusurumuz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.