ÇANAKKALE ZAFERİ
ÇANAKKALE ZAFERİ Çanakkale Zaferi’nin dün doksan üçüncü yıldönümünü kutladık. Osmanlı tebaasının, ulus bilincine kavuşmaya başladıktan sonra kazandığı il zafer olmasından dolayı çok önemlidir. Osmanlı İmparatorluğu’nun resmi dış politikası, Kanuni Sultan Süleyman ile Fransız etkisinde kamlı; yüzyıllarca Fransızlara kapitülasyonlar vasıtasıyla ülke sömürülmüştür. Uzun yıllar Osmanlı Elçisi olarak Londra’da bulunan Mustafa Reşit Paşa’nın sadrazamlığa gelmesiyle, dış politikada Fransız etkisi azalmış ve İngilizlere gün doğmuştur. Gülhane Parkı’nda bizzat Mustafa Reşit Paşa tarafından okunan “Tanzimat Fermanı” ile, İngilizler; Osmanlı İmparatorluğu’nun kaderinde oldukça etkili olmuştur. Ne zaman kadar? İttihat ve Terakki Fırkası’nın yönetimi, ele geçirmesine kadar. Gerçi İttihat ve Terakki Fırkası’nın üst kademesinde Almanlara tümden bir destek yoktu. Ancak, ağırlık Almanların yanında idi. İngiliz dostu olan Cemal Paşa gibiler, pek etkili olamadılar. Osmanlı 20. Yüzyılın başlarından itibaren bir dağılma havasına girmiş, siyasi mücadele partileşmeyi peşinden getirmişti. Alman dostu olan İttihat ve terakki ve İngiliz taraftarı olan Hürriyet ve itilaf. Neticede İttihat ve Terakki üstün geldi ve yönetimi eline geçirdi. Bu arada Kıta Avrupa’sında savaş yüzünü göstermeye başladı. Avusturya Veliahdı Ferdinand, bir Sırp milliyetçi tarafından Saray Bosna’da öldürüldü ve birinci Dünya Savaşı başladı. Osmanlı İmparatorluğu, savaşa Almanların yanında girmeye can atıyordu. Adeta fırsat kolluyordu. Fırsat yaratıldı da. İngiliz donanmasının önünden kaçan iki alman zırhlısı “Geoben ve Breslau” kurtuluşu Çanakkale Boğazı’ndan Marmara Denizi’ne girmekte buluyor. Daha sonra iki zırhlı “Yavuz ve Midilli” adını alıyor ve Karadeniz’e açılıyor. Rusların elinde bulunan Sivastopol limanını bombalaması ile Osmanlı savaşa resmen katılıyor. Ege’de bulunan İngiliz Donanması, Boğazlardan geçerek müttefiki Ruslara yardım amacı ile, Gelibolu yarımadasını günlerce top ateşine tutuyor. Uzakdoğu’daki sömürgelerinden topladığı askerleri Gelibolu Yarımadası’na çıkarmayı başarıyor. Osmanlı Ordusu’nun kumandası, Alman Generali Liman Von Sanders’in elinde. Türk askeri yabancı bir komutana bir türlü uyum sağlamaz. Kumandayı bilen Mustafa Kemal ele alır. 250.000 vatan evladının öldüğü savaş nihayet Osmanlı’nın zaferi ile 18 Mart 1915 tarihinde sonuçlanır. İngiliz donanmasının Komutanı Hamilton daha sonra yazdığı anılarında Mustafa Kemal’den “Dahi” olarak bahseder. Mağlup bir gücün Komutanı, galip bir gücün komutanına övgüler yağdırır. Çanakkale Savaşı’nın en önemli üç neticesi bulunmaktadır. -Yüzyıllarca “Ümmet” olarak görülen bir toplumda “Ulus” bilinci filizlenmiştir. -Mustafa Kemal liderlik mücadelesini başarı ile tamamlamış ve Türk Milleti’ne lider olabileceğini bütün dünyaya göstermiştir. -Vatan topraklarının emperyalist güçlere karşı korunabileceği Türk Ulusu’na enjekte edilmiş, adeta “Kurtuluş Savaşı’nın provası yapılmıştır. Gel gör ki 2000’li yılların Türkiye’sinde bir avuç gerici ve bölücü, Mustafa Kemal’i görmezden gelip, zaferini gölgelemeye çalışmaktadırlar. Yok, efendim düşmanın üzerine bir bulut çökmüş ve düşmanı yok etmiş. Bir başka gerici ve bölücü de “Çanakkale Zaferi’nden dem vuruluyor. Ne zaferi? Buz gibi bir yenilgi” deme cesaretini gösterebiliyor. Gericiler ve bölücüler, istediği kadar Çanakkale Zaferi’ni gölgede bırakmaya çabalasın. Sonuç hiçbir zaman değişmeyecektir. Kuruntular laf-ı güzaftır.