Büyük Türk milleti önünde!

……ant içerim!
Hem de namusum ve şerefim üzerine…
Meclis’e girebilmek için bizden vekalet alan 25. Dönem Milletvekilleri, bunu siz söylüyorsunuz. Biz değil…
Neler dediğinize vakıfsınız değil mi?
İsterseniz kelime kelime bakalım ‘yemin’e…
“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa’ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
Hepsini tek tek sindirdiniz değil mi içinize?
Her söylediğinize inanıyorsunuz değil mi?
Yemin ederken ayaklarınızdan birini hafiften kaldırmıyorsunuzdur umarım.
Biz buradan göremesek de kaldırdığınızı, zaman içindeki icraatınızdan anlaşılacaktır yemini ne kadar inanarak ettiğiniz.
“Namus ve şeref” diyorsunuz yeminin sonunda, bir kez daha hatırlatalım!
****
Eminim ki her milletvekili günlerdir bu metnin provasını yapıyordur kendi kendine.
Kâh aynalar karşısında tek başına, kâh yakınları karşısında maaile…
Adeta bayram merasiminde şiir okuyacak çocuk gayretinde.
Gırtlak temizlenecek, ses kendine getirilecek, vurgular yerinde vurgulanıp, es’ler es geçilmeyecek…
Kısacık bir metin deyip geçmeyin, yeminin hem anlamı büyük ve derin, hem de milyonlarca göz üzerinde iken edilecek…
Yaklaşık 10 saat sürmesi beklenen yemin töreninde milleti ilgilendiren ise;
Yeminin edilmesinden ziyade edilen yeminlerin tutulması.
Malum; yıllardır gelen ediyor, giden ediyor.
Tutanlara bakarsak, onlar bir elin parmaklarını geçmiyor.
Nasıl inansın halk şimdi edilen bu yeminlere?
Nasıl ‘Dereyi geçene kadar….’ mı acaba hissine kapılmasın…
Nasıl ‘Minareyi çalan….’ deyimini hatırlamasın…
Vekaleti veren ‘halk’ın kendisi olduğuna göre el mahkûm edecek yine umudunu.
Bulamazsa da umduğunu, “Kendim ettim kendim buldum” diye dövünecek.
Ve her zaman yaptığı gibi;
Umutlarını bir dahaki seçimlere erteleyecek.
Bu arada atı alan da Üsküdar’ı geçecek…
Ben derim ki;
Bu kez verdiğimiz vekâlete sahip çıkalım..
Bu kez o makamın ‘çiftlik’ olmadığını yüzlerine haykıralım.
Bu kez ‘Başım ağrımasın’ diye ettiği yemini tutmayanın başını biz ağrıtalım…
cananekncylmz@gmail.com'

Canan Ekinci Yılmaz

1 Nisan 1963 Karacabey doğumlu. Karacabey Lisesi mezunu. 5 Ekim 2010 itibariyle yazar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.