Bursasporlu millilerimiz

Anadolu’nun bir önceki sayısında yer alan “Kin ve nefret spora da yansıyor” başlıklı yazımda son günlerde yaşanan şiddet içerikli olaylardan söz etmiştim. Benzer olayların bırakın sonlanmasını veya azalmasını her geçen gün artarak devam ettiğini üzülerek hep birlikte görüyoruz.
Gün geçmiyor ki, güzel ülkemin bir yerlerinden terör ve şiddetle ilgili hepimizi derinden yaralayan haberler gelmesin. Daha bir kaç gün önce İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde iki terörist tarafından rehin alınan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit edilişini ülke olarak çaresizlik ve gözyaşları içinde izledik. Şehit Savcımıza Allah’tan rahmet, başta ailesi olmak üzere tüm ülkemize başsağlığı ve sabır diliyorum.
Ülkeyi yasa boğan, dehşet verici bu olayın şokunu atlatmadan, Fenerbahçeli futbolcuları taşıyan otobüse yapılan saldırı tüylerimizi diken diken etti. Rize’de oynadığı maçtan dönen Fenerbahçe kafilesini taşıyan otobüs Rize-Trabzon yolundaki bir viyadük geçişi sırasında silahlı saldırıya uğradı. Silahlı saldırıda otobüs sürücüsü yaralandı, futbolcularla diğer görevliler olası faciadan yara almadan kurtuldular.
Saldırı sırasında otobüsün viyadükten aşağıya uçmasını ve içindeki 41 kişinin yaralanmasını, ya da ölmesini düşünmek bile istemiyorum.
Bu olay son derece, “Planlı ve kasten adam öldürmeye tam teşebbüstür.” Organize ve planlı bir silahlı saldırıdır.
Çağlayan Adliyesi’ndeki menfur olay gibidir.
“Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete” derler eskiler. Öyle mi acaba?
Gerçekten yarın ne olacağını, neler yaşayacağımızı hiç birimiz bilmiyoruz. Allah sonumuzu hayır etsin.
Bu iki dehşet verici olayın yaşandığı sürecin arasında Lüksemburg’la bir hazırlık maçı oynayan A Milli takımımız müsabakayı Hakan Çalhanoğlu’nun son dakikalarda attığı golle 2-1 kazandı.
Daha 2 gün önce resmi bir maç oynayan milli takımın neden oynandığını(!) tam çözemediğimiz bir maç sonrasında, Mili Takımlar Baş Kumandanı Fatih Terim maçtan sonra yaptığı açıklamada, “Gündemimiz futbol mu olmalı, çok emin değilim” diyerek Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit edilmesiyle ilgili üzüntüsünü ifade etti. Bence de hiç futbol konuşacak ve kritik yapacak günlerde değiliz.
Bu nedenle bu yazıyı kısa kesmek istiyorum. Özetlersek, son 25 yılda herkesin gözleri önünde yavaş yavaş büyüyen futboldaki şiddetin terörist yetiştirmesi ve terör kusması hiç de rastlantı değildir.
Siyasetin, futbolun böbrek yataklarına kadar girmiş olması, hiç kuşkunuz olmasın ki, terör olaylarındaki gelinen noktada özendirici rol oynadığını açıkça göstermiştir.
Bursaspor’un başarısı
Futbolumuzun terörist yetiştirmesi ve terör kusmaya başlaması elbette sözün bittiği yerdir. Ancak Bursaspor’umuzun oynadığı güzel futbolu ve milli takıma gönderdiği 6 futbolcuyu görmemize engel değildir.
Bursaspor’umuzun tarihinde ilk kez 6 oyuncusunun Milli takıma davet edilmesi ve bunlardan 5 ‘inin Lüksemburg maçında milli formayı giymiş olmasının yaşattığı mutluluktan söz etmeden geçemeyeceğim.
Millilerimizle gurur duyduk. Burada öncelikle Şenol Güneş Hocamızın hakkını verelim.
Bu çocuklarımızın yetişmesinde ve buralara kadar gelmesinde emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.
Huzur ve spor dolu günlerde görüşmek ümidiyle.
Sağlıcakla kalın..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.