AYHAN TAYFUR RÖPORTAJI

KENAN HALUK KÖŞE YAZISI

Çok kısa bir zamana kadar adı Karacabey’in en çok anılan ve kendisi gündemi belirleyen isimlerinden biriydi. Millet ittifakının belediye başkan adayı Sayın Ayhan TAYFUR’dan bahsediyorum.

Çok az bir fark ile liderliği kaçırdıktan sonra acaba, şimdi neler yapmakta? Kabuğuna mı çekildi? Geleceğe yönelik planları neler? Çok sevdiği Karacabey’inin mevcut yönetimini nasıl buluyor?

İşte tüm bu soruların cevaplarını bulabileceğiniz bir röportaj ile karşınızdayız. Biz sorduk, Ayhan TAYFUR siz Meltem Gazetesi okurları için sorularımızı samimiyetle cevapladı.

İşte o röportaj!

Sayın Tayfur, uzun zaman oldu; açıkçası basında da pek yer almadığınız için sizlerden haberdar olamadık. Neler yapıyorsunuz? Ne işlerle meşgulsünüz?

Ben emekliyim. Biraz siyasetten ayrılayım dedim. Çünkü seçim döneminde hayal kırıklıklarına uğradım. Dolayısıyla biraz da kendime, dinlemeye ve ailemle zaman geçirmeye ihtiyaç duydum. Karacabey’in gündemini şuan daha çok basından takip etmeyi tercih ediyorum.

Sayın Tayfur, şunu samimiyetle söylemeliyim ki, kısa sürede başarılı sonuçlar alabilmiş ve çok az bir farkla seçimi kaybetmiş bir siyasetçisiniz. Seçim dönemi sizin için nasıl geçti? O süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

Seçim döneminde sizler de biliyorsunuz ki ben son anda aday oldum. Parti, öncesinde farklı bir isim üzerinde odaklanmıştı.  Burada – Millet İttifakı’na uyulmaması konusunda- beni üzen bir konu oldu; Mustafa Boz Bey’e benden 7 bin 500 oy fazla çıkmıştı. Oysa o oyların yarısı bile bize gelseydi rahatlıkla kazanabileceğimiz bir seçimi maalesef kaybettik. Bu beni üzdü. Çünkü buradaki amaç artık bıkkınlık derecesine gelen bir siyasi partiyi alt etmekse, bu ittifaka uyulmalıydı. Ama maalesef olmadı. Demek ki biz kendimizi daha iyi anlatmalıydık, başaramadık. Sonuç itibariyle Karacabey’de bir seçim oldu ve bitti. Ben her zaman diyorum ‘Hayırlısı böyleymiş’. Ben çekileyim, ailemle daha fazla zaman geçireyim istedim.

Şunu da belirtmek isterim ki; Demokrat Parti’nin o malum adayından ziyade başka bir aday üzerinde durulsaydı benim tekrar aday olma gibi bir düşüncem yoktu. Benim aday olma sürecim; Ankara’nın isteği ve Sayın Koray Aydın’ın ‘Bugün müracaatınızı bekliyorum’ demesi üzerine aday oldum.

Demokrat Parti’nin adayının –ki kendisi geçmiş dönemlerde belediye başkanlığı yapmış – tecrübeli bir siyasetçinin, sizlerin karşısına tekrar aday gösterilmesinin, oyları bölmek için yapılmış bir siyasi hamle olduğunu düşünüyor musunuz?

Tabii ki düşünüyorum. Bununla ilgili ona yakın kaynaklardan edindiğimiz bilgiler de var. Geçmişte ben Milliyetçi Hareket Partisi İlçe Başkanı iken, dönemin Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanı rahmetli Orhan Karabaş ile birlikte; o şahıs hakkında 12 kanunsuz işten dolayı, kendisini mahkemeye vermiştik ve bunlardan da ön ceza aldı. Bu kadar şaibeli bir kişinin, üstelik yaş olarak da başkanlık yapamayacak bir kişinin, 11 bin oy almış olması da beni gerçekten üzdü.

Sizler çok az bir oy farkıyla kaybettiniz.

Evet, 2bin 100 küsur oyla kaybedildi. 19bin ben aldım, 21bin küsur Ali Özkan aldı.

KARACABEY HALA BİR KÖY GÖRÜNÜMÜNDE

Siz bir Karacabeyli olarak, Karacabey’in şuan ki yönetiminden memnun musunuz? Yönetimi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Karacabey çok iyi şeylere layık. Şuanda aslında Karacabey’in bu şansını değerlendiremediğini görüyoruz. Karacabey hala bir köy görünümünde. Sadece şuanda da bir çöp olayı üzerinde duruluyor. O da malum Karacabey’in sokaklarına baktığınızda görüyorsunuz.(!) Karacabey Belediyesi’nin bir hayli borçlu olduğunu ve borçlarından dolayı pek bir iş yapamadığını görüyoruz.

Karacabey Belediyesi’nin neden ve ne kadar borçlu olduğunu biliyor muyuz, Sayın Tayfur?

Borçlar hakkında maalesef bilgi alamıyoruz. Meclis üyelerimiz bile yeterli bilgiyi alamıyorlar. Ama borçlu olduğu ve sadece personel maaşlarını ödeyebildiği bilgisi bize geliyor. Zaten Karacabey’de son zamanlarda görüyorsunuz ki hiçbir yatırım yok. Belediyenin yaptığı işlerin de pek akla uygun olmadığını düşünüyorum. Mesela evimin karşısındaki otopark yıkıldı -ki Karacabey’in en büyük sorunlarından bir tanesi park sorunu- ama yerine yapılan yeni otopark sadece belediye araçlarına ait ve 25 araçlık bir otopark, 2400 metrekarelik bir alan maalesef verimli kullanılamadı, iyi değerlendirilemedi. Bunun yanında yine itfaiye binası ve vergi dairesi yeni yapılmıştı, yine yıkıldı, otoparka dönüştürüldü. Oysa başka yerler bulunabilirdi. Örneğin, benim projem şuydu: Öğretmen Evi’nden parka kadar o alana katlı otopark yapılmasıydı. Bu proje şuan ki yapılanların toplamından daha fazla araç alabilecek kapasitedeydi.

PERSONEL ALIMLARINDA İLLA BİR SİYASİ PARTİNİN ÜYE KARTI İLE GİDİLMEMELİ

Temizlik hizmetlerinin daha iyi yapılması gerektiğine inanıyorum. Personel alımlarında tüm Karacabeylilere hitap edilmesi lazım, ille bir siyasi partinin üye kartıyla gidilmemesi, burda yaşayan herkes hangi siyasi partiden olursa olsun, herkes bu Karacabey’in insanı, herkesin evine ekmek götürmeye ihtiyacı var, hakkı var. Bunlara dikkat edilmesi gerektiğine inanıyorum. Karacabey konum olarak çok güzel yerde. Malum Çanakkale, Balıkesir, İstanbul gibi şehirlerle çevrili ama maalesef yeterince köy görünümünden kurtulamıyor, gelişmiyor. Karacabey’in girişi hala izbe halde. Bugünkü Hastanemizin yerinde bizim bir düşüncemiz vardı, o zamanlar çok da ısrar ettik. Gelin Mustafakemalpaşa’yla birleşin, Hem iki ilçenin ihtiyacını görecek hem de Uludağ Üniversitesi’nin yoğunluğunu azaltacak bir araştırma hastanesi yapılsın, dedik. Ama maalesef 150 yataklı bir hastaneyle savuşturulduk. Tabii ki şuanda hastanemiz yetersiz, insanımız bir çekim için Mustafakemalpaşa’ya ya da Bursa’ya gitmek zorunda. Yani yapılanlar; ileriye dönük, ilerisi düşünülerek değil, günü savmak için yapılıyor. Bundan mustaribiz tabi bi Karacabeyli olarak.

BELEDİYECİLİKTE EN ÖNEM VERDİĞİM ŞEY ŞEFFAFLIKTIR.

Benim belediyecilik anlayışımda en önem verdiğim şey şeffaflık. Halk belediyenin yaptığı işleri de bilmeli, ihaleleri de bilmeli, parasını da bilmeli, belediyenin borcunu da bilmeli. Ama bunlar gizlenerek bir şeyler yapılmaya çalışılmamalı. Bir belediye başkanı hiç olmazsa arada bir ya da  senede en az 4 defa olmak üzere halkı bilgilendirici basın açıklamaları yapmalı, halkla yüz yüze görüşmeli. Halkla iç içe yaşayan insan, belediyeyi de en iyi şekilde yönetir. Bunun için de temennimiz odur ki; insanımıza ve Karacabeylinin görüşlerine çok daha fazla değer verilsin, bir yere bir şey yapılacaksa orada yaşayan insanların mutlaka fikrileri alınsın.

Belediye Başkanımızın 3T (Tarım, Turizm, Teknoloji)  diye bir projesi var. Siz bu projeleri ne kadar tutarlı ve gerçekçi buluyorsunuz? Sizce Karacabey yakın zamanda parlayan bir yıldız olarak kendini gösterebilecek mi?

Zannetmiyorum. Bunlar hep afaki düşünceler. Karacabey bir tarım kenti ama tarımın hali malum. Köylülerle biz her zaman iç içeyiz, köylü perişan. Teknosab ile 150 bin kişiye iş imkânı oluşacağı söylenmişti ama bunlar hep afaki şeyler. Bizim ne kadarından faydalanabileceğimiz daha belli bile değil. Bir yere bir levha çakıp reklamını yapmak, fakat işlevini gerçekleştirmemek belediyecilik anlayışı değildir. Örneğin, Bakırköy’ün oraya bir hal binası levhası konuldu, ‘’Karacabey Hali’’ diye. Oradaki tabela küflendi ama bir çivi dahi çakılmadı.  Yine daha önceki belediye otoparkının önüne tabela asılmıştı; 157 adet gerçekleştireceğimiz projelerimiz diye. Ama onların 7-8 tanesi bile gerçekleştirilmedi.  Yapamayacakları projeleri insanlara sunmaya kimsenin hakkı yok.

YENİKÖYÜN DAHA BİR YOLUNU BİLE YAPAMADIK..

Peki, turizmi nasıl değerlendiriyorsunuz? Karacabeyli olup iyi eğitim birçok insanımız bugün Erdek’i tercih ediyor. Turizmi geliştirme amaçlı olarak birçok projenin yer aldığı tabelalar asıldı Yeniköy’e.

Ama yapılan bir şey var mı, ona bakalım. Gerçekten Karacabey; gerek Longoz Ormanlarıyla gerekse sahilin genişliğiyle ilçemiz ender bulunacak bir turistik bölge. Özellikle de piknik alanı, böylesi Marmara çevresinde yok. Ama maalesef bu doğal güzelliklerin yeterince değerlendirilmediğini görüyoruz. Gönül isterdi ki, Yeniköy gerçekten bir turizm merkezi olsun. Ama daha bir yolunu bile yapamadık. Tabelaya asılanlar ile yapılanlar arasında çok büyük fark var. (!)

Peki, bugün gençlerin Karacabey’i asosyal bulmalarına ne diyeceksiniz? Gençler neden Bursa’ya ya da Bandırma’ya gitmek zorunda kalıyorlar? Karacabey’in bu konuda eksikleri var mı?

Maalesef bu konuda Karacabey’in çok eksikleri var. Gerek sosyal mekânların olmayışı gerekse bu işlere heveslendirecek atılımların yapılmaması, büyük bir eksiklik. Özellikle de aileleri ile birlikte gençlerin oturup sohbet edebileceği sosyal alanlar oluşturmamız lazım. Ama maalesef bu konularda çok eksiğiz.

Siyasette şahsınıza bir teklif gelirse, sizler tekrar aday olmayı düşünür müsünüz?

Düşünmüyorum artık, gençlerin önünü açmak lazım. Meslekte otuz yılımı doldurduğumda da dedim ki ‘Gençlerin önü açılsın, ben otuz yıl çalıştım, artık gençler çalışsın’ diyerek emekli oldum. Şimdi de diyorum ki biz 60 yaşımızı geçtik, yerimize gelecek olan gençlerimiz daha atik, daha canı tez, daha ileri görüşlü gençlerimiz bu işleri yapsın diyoruz. Biz abi olarak elimizden geldiğince kendi tecrübelerimizi paylaşırız. Ben artık bundan sonrasını ailemle birlikte, onlara zaman ayırarak, geriye kalan ömrümüzü böyle tamamlayayım diyorum.

Son olarak,  5 yıl sonra sizler Karacabey’i nerede görüyorsunuz?

Bu şartlarda pek ileride olacağını düşünmüyorum. Birkaç binanın yenilenmesi dışında pek fazla bir ilerleme olacağını da zannetmiyorum. Çünkü aynı kafa gidiyor. Beş yıl sonra da pek fazla bir değişiklik olacağına inanmıyorum. Daha güçlü fikirler lazım, oradaki meclis üyelerinin çok daha aktif olması lazım, başkana bu konularda baskı yapmaları lazım veya hükümetten, Büyükşehir Belediyesi’nden daha fazla istek ve baskılarla hizmet kopartmaları lazım. Güzel projeler geliştirip gerek belediyemiz gerek sivil toplum kuruluşları birlikte hareket ederek bir şey koparabilirler. Bunun dışında Büyükşehir Belediye Başkanın iki dudağı arasında ‘hadi, şunu da Karacabey’e verelim’ demesini beklememek lazım. Karacabey’e gelecek yatırımı gerekirse Ankara’da birlikte kovalamak lazım. Karacabey’in bu birlikteliği sağlayacak iyi bir lider’e ihtiyacı var.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.