Ata: Çiftçinin yarası, geçici çözümle kapanmaz!

Karacabey İşçi Partisi İlçe Başkanı Ahmet Aygün Ata, yönetim kurulu üyeleri ile birlikte sağanak yağış ve dolunun vurduğu ekili alanlarda incelemede bulundu. Ovadaki bazı tarlaların halen su altında olduğunu gözlemleyen İşçi Partililer, Devlet Su İşleri başta olmak üzere yetkilileri sert bir dille eleştirdi.
İşçi Partisi İlçe Örgütü, ova köylerinde sağanak yağış ve doludan olumsuz etkilenen çiftçileri yalnız bırakmayacaklarını duyurdu. Eskisarıbey, Ortasarıbey, Yenisarıbey, Akhisar ve Sultaniyeli çiftçilerle bir araya gelen İşçi Partililer, “Köylülerimiz, ziyarete gelen ilgililerin net bir çözüm önermediğini söylüyor. Borç ertelemenin kısa dönemde rahatlatacak gibi görünse de kalıcı çözüm olmayacağını belirtiyor. Borçların vadeye yayılmasının günü kurtarmaya yönelik olduğunu anlatıyor” dedi.
İşçi Partisi İlçe Başkanı Ahmet Aygün Ata, “Hükümetin kamuya ait kurumları elden çıkarması, ülke tarımına balta vurmaktan öteye geçmedi. Tohumda, gübrede dışa bağımlılık tarımının dibini dinamitledi. Devlet Su İşleri’nin etkisizleştirilmesi, drenaj çalışmalarının ihale ile özel firmalara yaptırılması, su tahliye sıkıntılarını da beraberinde getirdi. Tahliye olmayan sel suları, ürünlerin çürümesine yol açan en önemli etken durumuna geldi.
Özelleştirilen kurumlar, uzman ve bilgili çalışanlarla değil, ucuz maliyet ve yüksek kar amacı düşünenlerce yönetiliyor.
Sağlıklı ve güvenilir tarım politikası geliştirilmediği sürece Türk tarımının yarınları karanlıktır. Köylümüz, gelecek yılki ekimlere şimdiden borçla başlıyor. Önümüzdeki yıl ne ile karşılaşılacağı da bilinmiyor.
Çiftçimiz, Avrupa’nın en pahalı yakıtını ve en pahalı gübresini kullanıyor. Tarım politikamızı ABD ve Dünya Ticaret Örgütü belirliyor. Üretim özgürlüğü elde edilmediği sürece, ezilen ilk kesim sürekli çiftçi olacaktır.
İçi boş TARSİM ile çözüm üretilmeye çalışılıyor. Belli bir oranda ürün alan çiftçi, gelir vergisine girmek zorunda kalıyor. Yapılan kesintiler Ziraat Odası’na değil de, Ticaret Borsası’na gidiyor.
Türk tarımı siyasetin dışında bırakılmalıdır. Çiftçi, iktidarların ulufesini değil, üretimin kutsallığının bedelini istiyor.
Çiftçilerimiz, oy vermediği gerekçesiyle intikam alınacak kesim değildir.
Çıkarılan yasa ile 160 dönüm altında ekim yapan çiftçi sayılmıyor. Diğer yandan Milletvekili Önder Matlı, ‘Aile çiftçiliği yaygınlaştıracağız’ diyor. Bu kargaşayı sağlayan hükümetin kurgulamaya çalıştığı düzen, küçük çiftçiyi yem etmeye, ülke topraklarının yabancılara peşkeş çekilmesine neden oluyor.
Sulama Birliklerine olan borç faizleri kaldırıldı ancak TEFE, TÜFE uygulandı. Bu yapılandırmanın çiftçi lehine olduğu söylenebilir mi?
Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlar yapılandırmaya uygun ancak, verilen teşvik ve desteklerin yetersizliğinden özel bankalarda bulunan borçlar ne olacak?
Çiftçilerimizin borçlarının sıfırlanması gerektiğini söylediğimizde, bunu gerçekleştirecek iktidar olmadığını dile getiren köylülerimiz, acı acı gülümsüyor.
İşçi Partisi olarak, çiftçilerimizin siyasetin dışında tutulmasını, etkin, özgür ve bağımsız bir tarım politikası geliştirilmesini istiyoruz.
Genel Merkezimizdeki Köylü Büromuz, yeni politikalar üretmek üzere ilçemizde çalışma yapacak. Kapitalist ve sömürgeci düzene kurban edilen çiftçilerimize, her türlü bilgi paylaşımına hazırız. İlçemiz, partimizin birinci önceliği durumuna geldi. Genel Başkanımız Doğu Perinçek, ‘Karacabey ovasının kurtuluşu, Türkiye’nin kurtuluşudur’ söylemiyle partimizin tüm örgütlerini harekete geçirdi. Çiftçimiz, kaderine terk edilemeyecek kadar ülkenin efendisidir” diye konuştu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.