ALEVİLİK-1

ALEVİLİK-1
ALİYYE : Kurucusu Hz.İmam-ı Aliyye’l-Murteza(k.v.). İslamda ne kadar tarikat; yol varsa hepsinin Piri Hz.İmam-ı Ali(k.v.)’dir. (Hicretin 40. yılında, Ramazan-ı Şerifin 21’nde Pazar gecesi, Kufe’de şehit edildi. Kabri Şerifleri Necef’tedir.) Hz.Muhibbiyyü’l Cerrahi (k.s.) ALEVİYYE : Hz.İmam-ı Ali(k.v.)’nin nefs-i Peygamberi çok merhametlidir. Mazlumları zalimlere ezdirmez. Mü’minlere karşı alçakgönüllü, mütevazidir. Bizlere imanın tadını tattıran, Şah-ı Evliya Kutbü’l Mürşidindir. İlmin başı, fikrin sırdaşı, faziletlerin padişahı. Cömertlikte yekta, yemez yedirir, giymez giydirir. Affetmede düşmanını dahi af ederdi. Merhametin, tevazunun, hayanın, ibadetin, zikrin, fikrin, ilmin, faziletin, sehanın, keremin, afvın, ihsanın ve bütün güzelliklerin özü ve sözü Hz.İmam-ı Ali(k.v.)’ye verilmiştir. Hz.Muhibbiyyü’l Cerrahi (k.s.)


KIRKLAR CEMİ : İslam tarihi kitaplarında; Haşimoğullarını boykot, Şaab muhasarası, Şaab kuşatması adları ile geçen ve 3 yıl (Hz.Peygamberin, Peygamberliğinin 7. 8. ve 9. yılları) süren muhasara Mekke’de Şaab-ı Ebu Talip(Ebu Talip’in mahallesi) diye bilinen mahallede vuku bulmuştur.
“İslamın günden güne yükselmesi ve kuvvet kazanması Kureyşlilerin haset ve husumetini tahrik ediyordu. Ancak bu ilerleyişi durduracak güçleri de yoktu. Ebu Talip iman etmemişti, fakat Peygamberi kendi evladı gibi severdi. Beni Haşim’den iman etmeyenler bile akraba olduklarından dolayı Peygambere yardım ediyorlardı. Hz. Ömer’in ve Hz. Hamza’nın da girmesi ile İslamiyet iyice güçlendi ve kabileler arasında yayılmaya başladı. Bunun üzerine müşrikler Ebu Talip’e müracaat ederek değişik tekliflerde bulundularsa da, bunlar kabul görmedi. Ebu Talip’in büyük bir ihtimam ile Peygamberi koruduğunu gören müşrikler beni Haşim’e de buğuz ve kin bağlamaya başladılar. Müşriklerin saldırı ve kinlerinden daha emin olabilmek için Ebu Talip, Hz.Peygamberi ve Ashab-ı Kiramı alıp, Ebu Talip mahallesine çekildiler. Bunun üzerine müşrikler Ebu Cehil’in başkanlığında toplanarak şöyle bir anlaşma imzaladılar. Haşimiler ve Abdulmüttalipoğulları ile kız alıp vermek, ticaret yapmak, hiçbir şekilde onlara fayda vermemek, Muhammed sağ oldukça onlarla sulh olmamak boynumuzun borcudur, diye yazıp Kabe’nin duvarına astılar. Anlaşma tam 3 sene Kabe duvarında asılı kaldı. Anlaşmanın yazılı olduğu kağıdı güveler yedi. Şaab’da mahsur kalan Müslümanlar günlerce aç ve susuz kalmışlardı. İçlerinden birisi bir yudum su içse, cümlesi kanıyordu. Birisi bir yudum ekmek yese, cümlesi doyuyordu. Şaab’da Müslümanlar tek vücut olmuşlardı. Birisinin elemi, acısı, cümlesini üzüyordu. Birisinin sevinci, cümlesini sevindiriyordu. Bin yüz gece, bin yüz gündüz neler olmuştur, neler görmüşlerdir, ne sırlara ermişlerdir. Bu muhasarada açlık, susuzluk içinde bin yüz gün kalan topluluğun arasında Allah’ın Habibi olur da hikmet saçmaz mı?… Muhasara boyunca insanlara helali, haramı, doğruyu, eğriyi ve en önemlisi Allah’ı anlattı. Onlara zikri talim ettirdi. Sanki burası muhasara altında kalan azap, gazap yeri değil de, bir okuldu. İşte Kırklar Meclisi budur. Bu tadı anlayarak alan Ashab-ı Kiram arasındaki tutum ve davranış biçimi Kırklar Cemi adı verilen toplantının kurumsallaşmasına neden olmuştur.”
Yunus Koçak’ın yazılarından…
Kırklar meydanına vardım, gel beri ey can dediler,
İzzet ile selam verdim, gel işte meydan dediler,
Kırklar bir yerde durdular, otur diye yer verdiler,
Önüme sofra serdiler, lokmamıza ban dediler,
Arz idüb kırklara gittim, özümü irfana kattım,
Seksen sene ölü yattım, daha sağsın can dediler,
Kırklar şerbetinden içtim, içtim de kendimden geçtim,
Yedi yıl kürede piştim, pişmemişsin sen dediler,
Kırkların meyi durudur, içenin kalbin arıdır,
Gel işin kandan beridir, söyle sen kimsin dediler,
Gir semaa bile oyna, silinsin pak olsun ayna,
Kırk yıl bu kazanda kayna, daha çiğsin yan dediler,
Gördüğünü gözün ile, söyleme sen sözün ile,
Andan sonra bizim ile, olasın mihman dediler,
Düşme dünya mihnetine, talip ol Hak Hazretine,
Ab-ı zemzem şerbetine, kadehini ban dediler,
Şah Hatayi’m nedir halin, Hakka şükret kaldır elin,
Gıybetten kese gör dilin, cümlemiz yeksan dediler.
KIRKLAR DEYİMİNİN ANLAMLARI : Kırk deyimi Türkçemizde çokluk ifade etmek için kullanılan, günlük hayatımızda farkına varmadan hepimizin kullandığı bir kelimedir. Adeta asıl anlamının dışında, çokluk ifade etmek için kullanılır: Kırk kandil, Kırk kaynak, kırkını aşmak, kırkına varmak, kırk kere söylemek, kırk yıl, kırklanmak, kırklara karışmak, kırklar dağı, kırklar pınarı, kırk pınar, kırklar tepesi, kırklar gediği, kırklar meclisi, kırkından sonra azanı teneşir paklar, kırk güne kadar ölmezsem, kırk güne kadar ölürsem bundan bilirim, kırkına geldi hala adam olmadı, kırkını aştı hala uslanmadı, doğan çocuğu kırklama, lohusanın kırkının çıkması, gibi…
Muhammed, Kırklara niyaz eyledi, ar meydanı değil, er meydanıdır,
Kırklar özün bir araya koydular, onlar cenazeyi susuz yudular,
Davayı gördünmü yoook dediler, ört elin eteğin sır meydanıdır,
4 KAPI, 40 MAKAM :


1-ŞERİAT KAPISININ MAKAMLARI :
-İman getirmek.
-İlim öğrenmek.
-Namaz, oruç, zekat, hac ve gaza eylemektir ve cenabetten arınmaktır.
-Helal istemek, helal kazanmak, faizi haram saymaktır.
-Nikah kıymak.
-Hayz ve nifazın nikahı haram eylemesi.
-Temiz giymek, temiz yemek.
-Sünett-i Cemaat.
-Şefkat.
-İyiliği emretmek, kötülüklerden men etmek.


2-TARİKAT KAPISININ MAKAMLARI :
-El tutup, tevbe kılmak.
-Mürid olmak, Mürşidin öğütlerine uymak.
-Temiz giyinmek.
-Nefsi ile mücedele etmek.
-Hizmet etmeyi sevmek.
-Korku(hata yapmaktan,gönül kırmaktan,kötülük yapmaktan korkmak)
-Ümitsizliğe düşmemek.
-Hırka(sadelik), zembil(Hakkın yolunda giden, Allah dostluğunu arayan, kendisini Allah sevgisinin ateşi ile yol gösterecek aydınlatıcı aramak), makas(dünya ile ilgili her türlü ihtirasın, tehlikeli olabilecek her türlü düşüncenin zihinden sökülüp atılması), seccade(Allah karşısında insanoğlunun ne kadar aciz olduğunu kavrayarak, kibir, hırs, kendini beğenmişlik gibi duygulardan uzak durmak), ibret, hidayet.
-Sahib-i makam, sahib-i cemiyet(Çevresinde kendisine ve bilgisine güvenilen bir topluluk olacak ve ona yol gösterecek).
-Aşk ve Şevk.


3-MARİFET KAPISININ MAKAMLARI :
-Edepli olmak.
-Bencillik, kin ve garezden uzak olmak.
-Perhiz(Her türlü aşırı istek ve yönelişten ve her türlü aşırı düşünce ve duygulardan perhizkarlık yapmak).
-Sabır ve Kanaat.
-Haya(Utanma duygusunu hissetmek ve taşımak).
-Cömertlik.
-İlim.
-Hilm(Hoşgörü).
-Özünü bilmek.
-Kendini bilmek.(Nefsini bilen, Rabbini bilir).


4-HAKİKAT KAPISININ MAKAMLARI :
-Alçak gönüllü olmak.
-Kimsenin ayıbını görmemek.
-Elinden geleni men kılmamak(Yapabileceğin hiçbir iyiliği esirgememek).
-Allah’ın her yarattığını sevmek(Her şeyin kendisine güven kılması).
-Bütün insanları bir görmek.
-Sohbet(Birliğe yönelmek ve yöneltmek).
-Seyir.
-Sır(Gerçek olan tek varlık yüce Allah’ın varlığıdır).
-Münacaat(Allah’a ulaşmak, Allah’a sığınmak).
-Müşahade(Mutlak gerçeğe ulaşmak).

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.