Afiyet Olsun

Afiyet Olsun
Geçtiğimiz günlerde Çankaya Köşkünde bir öğle yemeği yenildi. Afiyet olsun.
Davetin sahibi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül. Davetlisi ise, bir önceki Genel Kurmay Başkanı Hilmi Özkök.
Eskilerin bir deyimi vardır. “Yediğin içtiğin senin olsun, gezdiğin gördüğün yerleri anlat” diye. Türk insanı son zamanlarda değişim geçirmekte olduğundan, bu deyimde unutuldu gitti.
Ertesi gün gazetelere bakıyorum, yemeğin menüsü ön plana çıkmış. Şunu yediler, bunu yediler, meyve suyu içtiler. Konuşulanlardan tek satır yok.
Hani zannedersiniz ki, iki eski kafadar bir dağ lokantasında buluştular, kafaları tütsüleyip, eski hatıralarından bahsettiler.
Yok öyle bir şey. Çankaya’da bir araya gelenlerin biri Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı, diğeri de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin emekli Genel Kurmay Başkanı. Yemek için bir araya gelmediler ki, sadece menüden bahsedilsin.
İkinci bir husus, birbirlerine “Dede Korkut” masallarından ilginç buldukları bölümleri okumadılar. Devlet ile ilgili bir şeyler konuştular.
Cumhurbaşkanı Gül, neden emekli diğer Genel Kurmay Başkanlarından bir başkasını davet etmiyor da, Hilmi Özkök’ü davet ediyor. Bunun önemli bir sebebinin olması gerekir. Üstelik, emekli ordu mensuplarından Yüzbaşısından Ordu ve Kuvvet Komutanı seviyesinde
tutuklamalar mevcutken.
Cumhurbaşkanı Gül daha ketum. Hiç konuşmuyor. Emekli Genel Kurmay Başkanı Hilmi Özkök ise sorulara sözde esprili cevap veriyor.
-Ben kasaptaki ete soğan doğramam. Darbe teşebbüsü vardı da diyemem, yoktu da diyemem.
Siz kasaptaki ete soğan doğramazsınız ama, dinci gazetelerin muhbirleri ve döneklerin bazıları yayladaki kuzuya soğan doğratmaya çalışıyorlar, bazı makamlara.
Sonra, öküzün altında buzağı aranan bir ortamda muammalı konuşmanın sırası mı? Bir şey vardır, ya da yoktur. Özkök Paşa’nın bu tür ifadesi “varı” çağrıştırıyor.
Daha önceki ifadesinde ise, “Genel Kurmay Başkanı olduğum dönemde bir darbe girişimi olmuş olsaydı, askeri mahkeme gerekeni yapardı” diyor.
Yemekten çıkışta ise, “Vardı da diyemem, yoktu da diyemem” diyor. Eğer döneminizde bir darbe girişimi yapılmış ise, buna muttali olmuş iseniz, askeri savcılara soruşturma açtırmanız gerekir idi. Eğer olmamış ise, bugün kesin olarak, “Dönemimde bir darbe girişimi yoktur” demeniz gerekir diye düşünmekteyim.
Bu tür ifadeler, karışmış olan kafaların daha da karışmasına yol açmaktan başka bir işe yaramaz.
Yine bu tür ikili görüşmelerden sonra, kamuoyunu tatmin edici açıklamalar yapılmaz ise, bir süre sonra afaki bir yığın sansasyonel yorumlar yapılmaya başlanır ki, kamuoyunun kafası bir başka şekilde yeniden karışır.
Özkök Paşa’nın tatmin edici açıklamalarda bulunması daha elzem hale gelmiştir. Yoksa bu pilav daha çok…su kaldırır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.