12 Eylül sürüyor

12 Eylül Darbesinin üzerinden tam 34 yıl geçti. Darbeden doğrudan etkilenenlerin en gencinin 16 yaşında olduğunu düşünürsek, darbe kurbanlarının en genci şu anda 50 yaşında.
Sözün kısası ülke nüfusunun çok azı 12 Eylülde yaşanan acıları biliyor. Bu nedenle günümüz ile 12 Eylül dönemi arasında bir benzerlik ilişkisi kuramıyor. Genç nüfusun büyük çoğunluğunun kafasında bir 12 Eylül kavramı olsa bile yaşanmadan bugün ile bağ kurulmuyor. Bu nedenle bu bağlantıyı en iyi kuracak olan bizim kuşağımız.
AKP ve kurcusu RTE hep 12 Eylül mağduru rolünü oynadı. Birkaç yaş küçüğümüz de olsa o dönemde siyasi mücadelenin içinde olduğunu söyleyen RTE’nin 12 Eylülden zarar gördüğüne ilişkin en küçük bir bilgi ve belge yok. Bu dönemle ilgili bellekleri silinmiş gibil.
Döneme ilişkin anıları olmayabilir. Ama en azından o dönemde olan bitenlere ilişkin duydukları ve tanıklık ettikleri vardır. Bir anlatsa da günümüz ile karşılaştırabilsek.
Bu karşılaştırmayı sağlıklı yapabilmek için 12 Eylülde ve günümüzde ülkemizde yaşananları kabaca kısaca anımsatmak yararlı olacaktır.
-12 Eylül siyasi partileri kapattı. Günümüzde de Silivri yargılamalarında yetkisi olmadığı halde bazı siyasi partilerin bütün üst yönetiminin yargılandığını gördük. 12 Eylül döneminde çıkarılan Siyasi Partiler Yasası yürürlükte ve parti içi demokrasiyi yok etti.
-12 Eylül Siyasi Parti liderlerinin bir kısmını sürgüne gönderdi. Bir kısmını da hapsetti. Günümüzde de siyasi parti yöneticileri hapis yattı. Üstelik 12 Eylül döneminden daha uzun süre hapis yattılar.
-12 Eylülde TBMM kapatıldı. Günümüzde TBMM çalışsa bile milletvekillerinin yasama özgürlükleri yok. Parti yönetiminin bilgisi olmadan soru bile soramıyorlar. Senato bir daha açılmamak üzere kapatıldı. Meclis İçtüzüğünde 12 Eylülde yapılan değişiklikler yürürlükte.
-12 Eylülde Bakanlar Kurulu darbecilerin keyfine göre seçiliyordu. Şimdi de liderin keyfine göre seçiliyor. Bakanlar azledilebiliyor. Ellerinden tarihsiz istifa yazısı alınıyor. Bakanlar istifa ettiklerini basın yoluyla öğreniyor.
-12 Eylülde yargı askıya alınmıştı. Günümüzde de yargı tamamen denetim altında. Başbakan yardımcısı yüksek yargıçlar için “yüce rabbim verdikçe veriyor” diyebiliyor. HSYK daha da geriye götürüldü. Adalet Bakanı yargıçlarla dilediği gibi oynayabiliyor. Başbakan Danıştay kürsüsündeki Barolar Birliği Başkanını azarlamaya kalkabiliyor. Tabii yargıç ilkesi ve yargıçların güvencesi yok edilmiş durumda.
-12 Eylül anayasası tarihin gördüğü en kötü anayasa idi. Bu anayasayı daha kötüleştirmek, yargıyı denetim altına almak için 12 Eylülün 30. yıldönümünde anayasa oylaması yaptılar.
12 Eylülden önce gözaltı süresi 24 saatti. Darbeciler bu süreyi 90 güne çıkarttı. Günümüzde her fırsatta gözaltı süresi 4 gün.
-12 Eylül döneminde sabaha karşı evler basılıyordu. Şimdi de öyle.
-12 Eylülde cezaevleri adam almıyordu. Şimdi de öyle.
-12 Eylül dönemi de, şimdikiler de yüzlerce yurtsever subayı tasfiye etti. Şimdikiler bir de hapsetti.
-12 Eylül rejimi 17 yaşındaki çocukları asmak için yaşını büyütüyordu. Günümüzde 15 yaşındaki çocuklar ekmek almaya giderken gaz fişeğiyle vurulup öldürülüyor.
-12 Eylül darbesi YÖK Yasası ile üniversiteleri tamamen baskı altına alarak susturdu. Günümüzde de üniversiteler tamamen susturulmuş durumda. Herhangi bir üniversite senatosu bir konuda bildiri yayınlayamıyor. Üniversite özerkliği yok edilip eğitim seviyesi medrese döneminden daha geriye götürüldü.
-12 Eylül lideri meydan meydan ayet okurdu. Şimdikiler gördükleri rüyayı yorumlatmak için YÖK’e gönderiyor.
-12 Eylül dönemi sendikaların faaliyetini durdurmuştu. O zaman 45 milyonluk ülkede 3 milyondan fazla sendikalı işçi vardı. Günümüzde sendikalar çökertildi. 75 milyonluk ülkede sendikalı işçi sayısını söylemeye kimsenin cesareti yok. 500 bin civarında olduğu söyleniyor.
-12 Eylülde TRT ve basın denetim altında idi. Bugünün çok kanallı TV’lerini Başbakan denetliyor. Genel Yayın yönetmenlerini tayin ediyor. TV’den geçen alt yazıları bile “alo Fatih” diyerek kaldırtabiliyor. Beğenmediği gazetecileri işten çıkarttırıyor. Havuz oluşturup banka kredisi çıkartarak gazete satın aldırıyor.
-12 Eylül döneminde kitaplar toplatılıyordu. Şimdi daha basılmadan el konuyor.
-12 Eylül darbecilerinin ağzından çıkan söz kanun sayılabiliyordu. Şimdi de bir gecede yasa çıkartılabiliyor.
12 Eylül dönemi ile günümüzü karşılaştıran örnekleri uzatabiliriz. AKP döneminin 12 Eylül önderlerini nasıl kutsadığını, köşklerde ağırladığını unutmadık. 12 Eylül döneminin fikir babası Turgut Özal’ı önderleri ve kahramanları olarak kabul ettiklerini, her tarafı donattıkları kocaman afişlerde Özal fotoğraflarını nasıl kullandıklarını unutmadık.
Laik Cumhuriyete ve Kemalizm’e en ağır darbe ilk önce 12 Eylül döneminde sinsice vurulmuştu. Şimdi daha açık, daha pervasızca saldırıyorlar.
12 Eylül darbe döneminden en çok yararlanıp palazlananlar sivil darbe yaptıkları halde her fırsatta darbeden şikayet ediyor.
12 Eylül sürüyor…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.